Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/8462 E. 2011/16004 K. 20.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8462
KARAR NO : 2011/16004
KARAR TARİHİ : 20.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde Denetim Kurulu seçimlerinden hangisinin geçerli olduğunun tesbiti masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada birden fazla parsel üzerinde kurulu olan sitede, temsilciler kurulu tarafından alınan 16.10.2009 tarihli karardan sonra davalılar tarafından yapılan toplantı sonucu alınan 23.10.2009 tarihli kararın yasaya uygun olmadığı öne sürülerek, kararlardan hangisinin geçerli olduğunun tesbiti istenilmiştir.
Mahkemece 16.10.2009 tarihinde yapılan toplantıda seçilen Yönetim ve Denetim Kurullarının yasal ve geçerli olduğunun tesbitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davaya konu yer birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 Sayılı Kanunun 22.maddesi ile kat Mülkiyeti Kanununun 66 ve devamı Maddelerinde Düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz Toplu Yapı Yönetimine geçilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca tayin edilmelidir.
Mamelek hukukundan doğan davalar dışında kalan davalarda, asliye hukuk mahkemesinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisna olduğundan, özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen ve konusu para ile ölçülemeyen birşey olan bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür.
O halde mahkemece, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.