Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/8177 E. 2011/16835 K. 31.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8177
KARAR NO : 2011/16835
KARAR TARİHİ : 31.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 25.408,16 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; davacıların dava dışı murisleri anneleri … …062 SSK.sicil nosu ile yetim aylığı almaya devam ederken 21.11.2006 tarihinde vefat ettiğini, ancak murisin Sarıyer İlçe İdare Kurulunun 12.07.2007 tarihli kararıyla, 23.07.1997 tarihinden itibaren muhtaçlığının kalktığının tesbit edildiğini, bu nedenle murise 01.08.1997-31.07.2006 tarihleri arası 25.408,76 TL yersiz ödeme yapıldığı ileri sürülerek, bu 25.408,76 TL nın herbir maaşın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı mirasçılardan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 25.408,76 TL nin herbir maaş dönem için belirlenen borç miktarına ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, 5434 sayılı Kanunun 121/2. md. göre “Herhangi bir nedenle sandık tarafından ilgililere istihkaklarından fazla veya yersiz olarak yapılan ödemelerin, bu hatalı işlemlerin düzeltildiği tarihten geriye doğru hesap edilecek 5 yıllık tutarları tahsil edilir. Tahsilin ne şekilde yapılacağı yönetmelikle düzenlenir” hükmüne yer verilmiştir. Kanun hükmü gereğince, 5 yıllık süre için davalıya yapılmış olan ödemelerin hesaplanarak borç olarak davalıdan talepde bulunulması gerekmektedir. Mahkemece, 9 yıllık süre için hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
Öte yandan borcun ne şekilde tahsil edileceği hususu Kanunun 121/2.md. dayalı olarak çıkartılan yönetmelikte; “madde 6-Yanlış beyanda bulunmak veya gerçeğe aykırı belge ibraz etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nün yanlış işlem ve ödeme yapmasına sebebiyet verenler adına 5. md. hükmüne göre çıkarılan borç ile bu borca ödeme tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen süre için hesaplanacak kanuni faiz olmak üzere toplam borç ; …tahsil edilir. ” şeklinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Somut olayda ; davalının , davacı idareyi yanlış işlem ve ödeme yapmasına sebebiyet verecek bir davranışı ( yanlış beyanda bulunması veya gerçeğe aykırı belge ibraz etmesi ) söz konusu değildir. O halde , borcun yönetmeliğin 4. md. gereğince , ” faizsiz” olarak hesaplanması gerekmektedir. Borcun tahakkuk ettirilmesinden sonra uygulanacak faiz ise; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre , (gecikme ) temerrüd faizidir.
Nedensiz zenginleşme nedeniyle gecikme faizi yürümesi için, borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.
Mahkemece, davacı idarenin; davalıya , dava konusu borcun ödenmesine ilişkin ihtarının tebliğ tarihinden itibaren faiz hesabının yapılması gerekirken; ödeme tarihlerinden faiz hesabı yapılmış olması da doğru görülmemiştir.
Yukarıdaki hususlarda yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.