Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/7730 E. 2011/16171 K. 24.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7730
KARAR NO : 2011/16171
KARAR TARİHİ : 24.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; davacıların sahibi olduğu tapulu taşınmazların yakınından orman arazisi içinden çıkan suyla, davacıların önceden beri arazilerini ve ağaçlarını suladığını, davalının bu suyu borular vasıyatısıyla müdahale ederek uzak bir yere taşıyarak yol kenarında yaptığı dinlenme tesisine götürdüğünü, davacıların tarla ve ağaçlarını sulayamaz hale geldiğini ve ağaçların kurumaya başladığını, bu suya ihtiyaçlarının olduğu ileri sürülerek suya vaki müdahalenin önlenmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dava konusu suyun orman arazisinden çıktığını, suyun çıktığı yer itibariyle (engebeli vs.) herkes tarafından kullanımının mümkün olmadığını, davalı tarafından bu suyun verimi de artırılarak borular vasıtasıyla, yol kenarına getirilip, dinlenme yeri ve mescit, ayrıca üç adet çeşme yapılmak suretiyle herkesin kullanımına sunulduğunu, böylece bu sudan herkesin daha rahat faydalandığını, sözkonusu suyun çıktığı yere yakın Karıncalı Deresinde de 0,25 lt/sn debili suyun bulunduğunu, bu sudan davacıların yararlandıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Genel sulardan kadim (öncelik) hakkına göre herkes faydalı ihtiyacı kadarını kullanabilir.
Somut olayda, dava konusu su orman arazisi içerisinden çıkmakta olup, genel sulardandır. Bu durumda öncelikle davacıların kadim hakkı bulunup bulunmadığı, kadim hakkına göre dava konusu suyun ve karıncalı deredeki suyun davacıların ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağı, ihtiyaç fazlası bir su bulunup bulunmadığı, buna göre bir su rejimi kurulması gerekip gerekmediği araştırılıp, değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.