Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/7368 E. 2011/10907 K. 23.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7368
KARAR NO : 2011/10907
KARAR TARİHİ : 23.06.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 4.543,12 lira alacak için itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; davalının 01/12/2004 tarihinde yaptığı sözleşme ile müvekkil kuruma ait işyerinde kiracı kefili konumunda bulunduğunu, 2005, 2006, 2007 yıllarına ait bakiye kalan kira alacakları için … İcra Müdürlüğünün 2009/2122 tarihli dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının akde itiraz etmediğini belirterek itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; yasa gereği müvekkilinin 2005 yılından sonraki aylara ait kiralara herhangi bir kefilliğinin bulunmadığını, müvekkilinin kiracı olan S.S … Sulama Kooperatifine üye olmadığı için davanın reddini talep ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, kira sözleşme süresi olan 2005, 2006, 2007 yılları için ana para ve faiz toplamı borcunun 4.543,10 TL olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
BK. 486. maddesi hükmü uyarınca; “Borcun adi kefilden istenebilmesi için, kefalet aktinden sonra, asıl borçlunun iflas etmesi veya hakkında icra takibi yapılıp, semeresiz kalması, yahut borçlu aleyhinde Türkiye’de takibat icrasının imkansız hale gelmesi” koşullarına bağlıdır.
Dosya incelendiğinde, borçlu Kooperatif ve davalı kefil hakkında … İcra Müdürlüğünün 2009/2122 esas sayılı icra dosyası ile kira alacağı için takip yapıldığı, ödeme emrinin asıl borçluya ve kefil olan davalıya tebliğ edildiği, davalının itirazı üzerine icra takibinin onun yönünden durdurulmasına karar verildiği, bunun üzerine alacaklı vekili tarafından, davalı aleyhine itirazın iptali ve takibin devamı için dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalının, kira sözleşmesinde adi kefil olduğunda bir uyuşmazlık yoktur. Her ne kadar, kiracı borçlu hakkında kefille birlikte icra takibi yapılıp ödeme emri tebliğ edilmiş ise de, söz konusu icra takibinin semeresiz kaldığına ilişkin dosyada her hangi bir belge ve bilgi yoktur. Adi kefilin borcu 2. derecede (tali) bir borçtur. Kural olarak borçluya takip yapılıp, bu takip semeresiz kalmadan ve kefaletten önce rehne başvurulmadan adi kefile yönelinemez.
Mahkemece, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde davanın kabulü usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.