Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/7364 E. 2011/11349 K. 30.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7364
KARAR NO : 2011/11349
KARAR TARİHİ : 30.06.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.000,00 TL (ıslahen 4.741,92 TL) alacağın istirdadı faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakasının tahsili için başlatılan takipte, nafaka başlangıç tarihleri boşanma kararının kesinleşme tarihi yerine dava tarihi alınmak suretiyle hesap hatası yapılmak suretiyle fazla ödemeye neden olunduğu iddiası ile 2000 TL alacağın faizi ile tahsili talep ve dava edilmiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesine göre: “1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler,
 2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,
3. Kanunlarla verilen diğer görevler kapsamına giren dava ve işlere” (TMK.118-494.maddelerinde belirtilen) Aile Mahkemelerinde bakılacağı, hükme bağlanmıştır.
İcra İflas Kanununda göreve ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle İİK.nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası ve istirdat davası genel hükümlere tabidir.
Nafaka borcunun tespiti ve fazla ödemenin istirdadına yönelik davada ise nafakanın aile hukukuna ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde, davaya Aile Mahkemesinde bakılması gerektiği gözetilerek, öncelikle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.