YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7207
KARAR NO : 2011/9936
KARAR TARİHİ : 09.06.2011
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 6.128,50 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; tapuda adına kayıtlı fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazına köy yolunun onarımı ve kanal açma faaliyeti sırasında yoldan çıkan hafriyatın izinsiz ve keyfi olarak dökülmesi ile toplam 5,748,00 TL zarar verildiğini, İşverenin … Köylere Hizmet Götürme Birliği olduğunu, işin diğer davalı …-… Hafriyat’a ihale edildiğini, bu nedenle davalıların verilen zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuş, Mahkemece, zararın hizmet kusurundan kaynaklandığı, İdare Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile yargı yolu nedeni ile görevsizliğine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 11.2.1959 tarih ve 1958/17-1959/15 sayılı İnançları Birleştirme kararı gereğince kamu kuruluşları tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projeye göre yapılan işlem ve eylemler sonucu zarar gören veya kamu kuruluşlarınca yeni yasa hükümleri uyarınca yapılan tesisleri kullanma ve bakma sorumluluğu sonucu doğan zarar nedeniyle açılacak davaların idare mahkemelerinde görülmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Başka bir anlatımla bir tesisin plan ve projeye uygun bir biçimde yapılması ya da kullanılması sırasında bir zarar doğmakta ise bu davaya bakma görevi de idari yargıya aittir. Ancak eylemin çalışanın doğrudan davacıya ait mala hasar vermesinden ibaret olması nedeniyle davaya özel hukuk hükümlerine (BK.md.41 vd.) göre adli yargıda bakılması gerekir.
Kaldı ki, İdari Yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, dava diğer koşullarının yanı sıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca yerel mahkemece işin esasına girilerek yanların tüm delillerinin toplanmasından sonra yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.