Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/7205 E. 2011/9933 K. 09.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7205
KARAR NO : 2011/9933
KARAR TARİHİ : 09.06.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.500,00 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; Müvekkilinin davalı …’dan diğer davalı …’e ait … plakalı aracı sözlü anlaşma ile 2007 yılında 4.500 TL vermek suretiyle satın aldığını, davalı tarafından aracın devrinin verilmediğini ve müvekkilinin haberi yokken evin önünden götürüldüğünü, davacının şikayeti üzerine davalılardan …’in Anamur Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/447 -1311 esas ve karar sayılı kararı ile hırsızlık suçundan ceza aldığını, davacının bu olaylar nedeni ile maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü, bu nedenle 4.500 TL maddi ve 1000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığından bedelin kendisinden istenemeyeceği, ceza davasının kesinleşmediğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 4.500 TL maddi, 1000 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, asıl ve yardımcı taleplerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği (HUMK.md.388/son) gözetilmeksizin, davada iki davalı bulunduğu halde, hükmün isim belirtilmeksizin davalı hakkında kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Ayrıca, bir davada verilecek hüküm diğer dava sonucunu etkiyecek ise, o davanın sonucunun beklenmesi gerekir. Bu nedenle Asliye Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmeden hükme esas alınması da doğru değildir.
Bunların dışında; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan veya vücut tümlüğü bozulan ya da şahsi menfaatleri zarar gören kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.
Davaya konu olan olayda, davalı …’a ait aracı diğer davalıdan geçersiz sözleşme ile satın alan davacı, uzun süre aracın trafikte kaydını üzerine almaması nedeniyle kendi kusuru ile hak alma fiiline sebep olmakla, manevi tazminat verilmesinin yasal unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.