YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7135
KARAR NO : 2011/9294
KARAR TARİHİ : 31.05.2011
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde kira parasının 15.05.2010 gününden başlayarak aylık, 3.650 TL olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, 15.5.2010 tarihinden itibaren aylık kiranın 3650 TL. olarak tespitine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, dava uyarlama davası olarak kabul edilerek,yıllık kira miktarına göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 18.11.1964 tarih ve 2/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının 5 nolu gerekçesi ile 7.7.1965 tarih ve 5/5 sayılı kararının sonuç kısmında kiracıya tespit davası açma yetkisi olduğu vurgulanmıştır.
Genellikle kiracı, kiralanan yerin gelecek döneminin aylık kirasının saptanmasını isterken herhalde sözleşmedeki kira parasının arttırılmasını değil ve fakat azaltılmasını talep edecektir. Bunun anlamı, yeni dönemde kira paralarının daha düştüğü, mecurun kira bedelinin de emsali gibi düşürülmesinin icap ettiği iddiasından ibarettir. Zira aksi ileri sürülüp kesin delillerle kanıtlanmadıkça kira sözleşmesi yapılırken, davacının o yılki emsal rayiçleri ve bu rayiç üzerine etki yapan ekonomik ve sair koşulları göz önünde tutmuş bulunduğu ve her türlü etken dışında serbest iradesi ile kira sözleşmesini imzaladığı kabul edilmelidir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, davacı kiracının da kira tespit davası açmakta hakkı ve hukuki yararının bulunduğu kabul edilmek gerekir
HUMK. mad. 8/11-1 ‘e göre: “kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık açılacak davalara” Sulh Mahkemeleri bakmakla görevli kılınmıştır.
Öyle ise mahkemece, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05. 2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.