Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/6876 E. 2011/10657 K. 21.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6876
KARAR NO : 2011/10657
KARAR TARİHİ : 21.06.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 24.059 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 16.725.50 liranın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının dava dışı yükleniciden harici satış sözleşmesi ile daire satın aldığını, dairenin inşaat halinde %40-45 oranında yapılmasından sonra yüklenicinin inşaatı terk etmesi nedeniyle davalı arsa sahibi ile yüklenici arasında imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshedildiğini, davalının dava konusu daireyi dava dışı 3.kişiye sattığını, davacının tamamlanmamış inşaat halinde iken aldığı dairenin oturulur hale gelmesi için yaptığı imalat ve masraf bedeli kadar davalı arsa sahibinin zenginleştiğini belirterek, 24.059 TL masraf bedelinin sebepsiz zenginleşme koşullarına göre davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, dava dışı yüklenici ile davalı arasında imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre inşaatın 22.08.2006 tarihinde tamamlanıp teslim edilmesi gerektiği halde yüklenicinin inşaatı terk etmesinden sonra davacının yarım kalan inşaatı tamamlamasında iyiniyetli olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile 16.725,50 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici … arasında 22.8.2005 tarihinde düzenlenen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince yükleniciye düşen dairelerden 3 nolu dairenin halen yapımı devam ettiği sırada 18.2.2007 tarihli Harici Satış Sözleşmesi ile davacıya satıldığı ve yüklenicinin inşaatı yarım bırakması nedeniyle arsa sahibi davalı ile yüklenici arasında akdedilen sözleşmenin mahkemece feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının dava konusu daire de kendi imkanları ile pencere, kapı, laminant, alçı, fayans, elektrik tesisatı, vs. yaptırdığı ve daha sonra davalı arsa sahibi tarafından dava konusu dairenin 3.kişiye satıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının yaptırdığı imalatların dava konusu dairede oluşturduğu katkı değer payının miktarı noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imalatların yapıldığı 2007 yılı fiyatlarına göre 16.625,50 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacının dava dışı yükleniciden inşaat aşamasında harici satış sözleşmesi ile satın aldığı daireye imalatlar yaptırdıktan sonra davalı arsa sahibi tarafından davacının taşınmazdan el çektirilmesi nedeniyle bu imalatlar kadar davalının BK.nun 61 vd.maddelerine göre sebepsiz zenginleştiği kabul edilse de BK.nun 64.maddesine göre iade borçlusunun kötüniyetli olduğu takdirde yapılan zorunlu masraflar ile faydalı masraflardan iade zamanında halen mevcut olan fazlalık nispetindeki miktar kadar zenginleşme oluşur.
02.02.1991 gün, 1990/1 E.-1991/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusu davalının bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Davada ise bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davalı arsa sahibi tarafından 3.kişiye satıldığı tarihte satış bedelinde oluşturduğu katkı değer fazlalığı kadar olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece; giderlerin (imalatın) yapıldığı 2007 tarihi itibariyle değil, taşınmazın 3.kişiye satıldığı ve fiilen teslim edildiği tarihte satış bedelinde oluşturduğu değer fazlalığı itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarının belirlenmesi ve bilirkişiden bu doğrultuda rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.