Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/6858 E. 2011/7230 K. 26.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6858
KARAR NO : 2011/7230
KARAR TARİHİ : 26.04.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2706 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davalılardan …’nın kullanımında bulunan, diğer davalı şirketin işlettiği otele ait su borcunun tahsili amacı ile davalılar aleyhine icra takibi yaptıklarını davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Bu nedenle dava şartları gerçekleşmeden bir davanın esası incelenemez. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarından bazıları olumlu (davanın açılması sırasında var olması gerekli); bazıları ise olumsuz (davanın açılması sırasında bulunmaması gereken) şartlardır. Dava şartlarının dava açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddi gerekir.
Dosyada mevcut, Antalya Asliye 2.Ticaret Mahkemesi dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından davalılar aleyhine su borcunu tahsili amacıyla alacak davasının açıldığı, davalılardan … hakkında husumetten red kararının verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında bir kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hükmün bulunması olumsuz dava şartıdır (HUMK.md.237).
Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca davalılardan Türk Tanıtım Vakfı yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Diğer davalı yönünden verilen karar açısından ise, belirtildiği gibi kesin hükümden söz edebilmek için her iki davanın konusunun da aynı olması gerekir.Davacı tarafın temyiz dilekçesinde, Antalya 2. Asliye Ticaret mahkemesinde görülen davadaki , tahsili istenilen su bedellerine ilişkin dönemlerin farklı olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, Antalya 2. Asliye Ticaret mahkemesinde görülen davadaki davaya konu edilen dönemler ve tahsili talep edilen miktarların, bu davada dava konusu edilen su borcuna ilişkin dönemler ve miktarlar ile aynı olup olmadığı hususlarının net bir şekilde tespit edilmesinden sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.