Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/5970 E. 2011/11324 K. 30.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5970
KARAR NO : 2011/11324
KARAR TARİHİ : 30.06.2011

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin iadesi, 8.030,00 TL tazminatın yasal faiziyle tahsili, karşı davada 7.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın hediyeler yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı, sair taleplerin reddi, karşı davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, 10.12.2008 tarihinde davalı ile nişanlandığını, mart ayında nişanın davalı tarafça sebepsiz bozulduğunu beyanla nişan hediyelerinin aynen iadesi olmazsa bedelin tahsili, 3.030,00 TL maddi tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, takıları aynen iade edeceklerini, nişanı haksız olarak davacının bozmuş olması nedeniyle davanın reddini, karşı davada davalının şeref ve haysiyeti ile oynamış olması, psikolojisinin bozulması nedeniyle 7000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, hediyeler iade edilmiş olmakla karar verilmesine yer olmadığına, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olup hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, TMK 121. maddesine göre nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ve takdir ederken haksız eylem ve olayın özelliği yanında tarafların sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Takdir hakkı kullanılırken hakkaniyet ilkelerine uygun (TMK.md.4) hareket edilmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamalek hukukuna ilişkin bir zararın tazmini niteliğinde de değildir. O halde manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru ve tatmini gerçekleştirecek ölçüde, adalete uygun bir miktar olmalıdır.
Somut olayda; taraflar … … Köyünde yaşamaktadır. Kısa bir süre nişanlı kalmış olup, nişan evlenecek taraflar için birbirini tanıma olanağı yaratması gerekirken, taraf tanıklarının ortak beyanından davacı ile yalnız görüştürülmeyen davalı taraf da nişanın bozulmasına kusuruyla katkıda bulunmuştur. Davacı inşaat işçisi olarak hayatını kazanan kişi konumundadır. Bizzat davalı tanığı ve Babaannesi … beyanına göre davalının üzüldüğü duyulmamış, karşı davada manevi tazminat talep edilmiştir.
Nişanlılık evlenme sonucu doğurmayacağından, olayın özelliği, tarafların mali ve içtimai durumları da gözetilmek suretiyle makul bir bedele hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle 3.000,00 TL miktara hükmedilmesi TMK. 4. md. vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.