YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5920
KARAR NO : 2011/9108
KARAR TARİHİ : 30.05.2011
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men’i istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; komşu taşınmazların sahibi olan davalıların açtıkları kuyu nedeni ile kadimden beri sulama amaçlı olarak kullandığı suyun yarısının kaybolduğunu ileri sürerek; kuyunun kapatılması suretiyle suya vaki müdahalenin önlenilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan … ve …; DSİ’den gerekle yasal izinleri alarak sondaj kuyusu açtırdıklarını bildirmişlerdir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; DSİ. ce verilen ruhsata uygun olarak açılan sondaj kuyusunun davacı tarafından kullanılan suyu etkileyeceği, ancak tarafların sudan yararlanma konusunda kadim ve öncelik haklarını ispat edememeleri nedeniyle jeolog bilirkişinin raporunda belirttiği su rejimimin kurulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu suyun genel su niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Genel sulardan ise, kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşulu ile herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Yargılama sırasında mahallinde keşif yapılarak mahalli bilirkişiler ile davalı tanıkları dinlenilmiş ise de; davaya konu suyun kadimden beri ne şekilde kullanıldığı, tarafların su üzerinde öncelik haklarının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
Bundan ayrı, bilirkişilerce davalı tarafın su ihtiyacı belirlenmediği gibi, davalılar tarafından açtırılan sondaj kuyusunun çalıştırılması halinde dava konusu suya yapacağı etki de tespit edilmemiştir.
Hal böyle olunca; mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla suların en az olduğu dönemde yeniden keşif yapılarak, öncelikle tarafların dava konusu su üzerindeki kadim ve öncelik haklarının olup olmadığının ve davalıların su ihtiyacının belirlenmesi, ayrıca davalılara ait sondaj kuyusunun çalıştırılması sağlanarak dava konusu suya yapacağı etkinin tespit edilmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.