Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/5140 E. 2011/9104 K. 30.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5140
KARAR NO : 2011/9104
KARAR TARİHİ : 30.05.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.090 TL alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının kullandığı şebeke suyu nedeniyle davacı … tarafından tahakkuk ettirilen faturaları ödemediği gibi bu amaçla başlatılan takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek; haksız itirazın iptali ile davalının icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, 3. maddesinde ise; “Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.
Diğer taraftan aynı kanunun 23.maddesinde ise, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu su faturalarında belirtilen abone kaydının dava dışı … adına tesis edildiği, davalının ise bu şahıstan taşınmazı satış yoluyla edindiği, aboneliğin devredilmemesine rağmen suyun fiilen davalı tarafından kullanıldığı tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Bundan ayrı, hizmeti veren davacı … tarafından mahkemeye gönderilen abone tüketim föylerinde de, abonenin ismi yanında davalının ismine de yer verildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, satıcı konumunda bulunan davacı … ile tüketici konumunda bulunan davalı arasında dava dışı şahsın aboneliğinin devamı niteliğinde kurulmuş yazılı olmayan bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken, davaya bakılarak işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.