Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/505 E. 2011/9335 K. 31.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/505
KARAR NO : 2011/9335
KARAR TARİHİ : 31.05.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan istirdaden tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalı vek.Av. …. geldi. Aleyhine temyiz olunan Davacı vek.Av. ….geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesi ile; davacı şirket ile davalının ortak bulunduğu şirket arasında, ithal edilen tıp cihazlarının muhafazası hususunda sözleşme yapıldığını, cihazlarda meydana gelebilecek zararlara karşılık, teminat olarak 20.000 TL’lik ve 4000 TL’lik iki adet çekin imzalı ve boş olarak verildiğini; daha sonra, sözleşme ilişkisi sona ermiş olmasına ve davalının ortak olduğu şirketin feshedilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından çekler doldurularak icra takibine konulduğunu, yapılan itirazların İcra Tetkik Merciince reddedilmesi nedeniyle de çek bedellerini icra dairesine ödemek zorunda kaldıklarını; davalının, cebri icra tehdidi altında tahsil ettiği parayı iade etmesi gerektiğini iddia ederek; toplam 40.000 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; zamanaşımı definde bulunmuş, esası bakımından da; müvekkilinin alacağına karşılık iki adet çekin verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davada, icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmek zorunda kalınan paranın istirdadı talep edilmektedir. Dava, hukuki niteliği itibariyle İİK’nun 72.maddesine dayanmaktadır.
İİK.nun 72/VII.maddesine göre, istirdat davasının; borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Bu bir yıllık dava açma süresi de; borçlunun bu parayı icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte başlar. Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile, mahkemece re’sen göz önüne alınır. İcra İflas Kanununun 72.maddesinde öngörülen istirdat davası BK.madde 61 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır. Somut olayımızda; davacı, aleyhindeki icra takibi nedeniyle, en son 01.12.2005 tarihinde icra dosyasına ödemede bulunmuş, iş bu davayı ise 11.05.2009 tarihinde açmıştır. O halde, mahkemece; ödeme tarihi ile dava tarihi arasında İcra İflas Kanununun 72/VII.maddesinde öngörülen 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme sonucu, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 825 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.