Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/4793 E. 2011/11971 K. 07.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4793
KARAR NO : 2011/11971
KARAR TARİHİ : 07.07.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; velayeti davacıya verilen müşterek 2 çocuk için ödenen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek aylık toplam 800 TL’ya çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; müşterek çocuk için en son hükmedilen 120’şer TL iştirak nafakasını anlaşarak 300 TL olarak belirlediklerini, kendisinin devlet memuru olduğunu belirterek açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, … için hükmedilen iştirak nafakasının 220 TL, … için hükmedilen iştirak nafakasının ise 190 TL’ya artırılmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK’nun 182/2.maddesinde, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Nafaka takdir edilirken tarafların mali ve sosyal durumları ile çocuğun ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.
Dosyada toplanan delillerden, davacının noter katibi olarak görev yaptığı ve aylık 600 TL geliri olduğu, baba evinde oturduğu, davalının jandarma karakol komutanı olduğu, aylık 2.715 TL geliri bulunduğu, 400 TL kira ödediği anlaşılmaktadır.
Tarafların mali ve sosyal durumları ile çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür.
Mahkemece TMK 4.maddesinde vurgulanan “hakkaniyet” ilkesi ölçüsünde nafaka artırılarak hükmedilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.