Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/3984 E. 2011/8932 K. 26.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3984
KARAR NO : 2011/8932
KARAR TARİHİ : 26.05.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.721,00 TL alacağın istirdadı faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü tesbiti cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; davacı ile davalı boşanırken velayeti davalı kadına verilen müşterek çocuk için taktir edilen iştirak nafakasını davalının banka hesap numarasına ödediği halde, bu ödemeler nazara alınmadan ilam icraya konularak mükerrer tahsilat yapılmış olmakla icra takip dosyasında istenilen nafaka yükümlülüğünün ve nafaka borcunun olmadığının tesbiti ile ödenen miktarın istirdadını talep etmiştir.
Mahkemece; davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.
İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tesbit (ve istirdat) davası genel hükümlere tabidir. İcra ve İflas Kanununda göreve ilişkin özel bir hüküm öngörülmemiştir.
Davada, nafaka borcunun bulunmadığının tesbiti ve ödenen miktarın istirdadı talep edilmektedir. Borcun TMK’nun 182.vd. maddelerinde belirtilen iştirak nafakasından kaynaklandığı ve dolayısı ile “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre; açılan bu davanın 4787 sayılı kanunun 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir.
Bu nedenle mahkemece; dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi gerekirken, esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.