Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/3948 E. 2011/8920 K. 26.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3948
KARAR NO : 2011/8920
KARAR TARİHİ : 26.05.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 8.000.00 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davalı Belediyede 19 yıldır kamu görevlisi avukat olarak çalıştığını, tarafından ikame ve takip ettiği davalar sonunda hakkına düşen kısım kadarını avukatlık vekalet ücreti olarak ödendiğini, bu arada davalı … tarafından 03/09/2009 tarihli işlemle kendisinin hak ettiği ve kendisine ödenen vekalet ücretlerinin haksız olarak talep edildiğini, bu işleme karşı Gaziantep 2.İdare Mahkemesinin 2009/927 sayılı dosyasıyla dava açtığını ve yapılan yargılama sonunda lehine karar verildiğini, hal böyle iken davalı idarece diğer davalı …, … ve …’a tarafına ait olan ve kendi adına tahakkuk eden vekalet ücretlerinin ödendiğini, davalı belediyenin haksız ödemesi nedeni ile zarara uğradığını, davalıların sebepsiz olarak zenginleştiklerini belirterek şimdilik 8.000,00 TL nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Belediyesi vekili ile diğer davalılar davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğini, bu nedenle görev yönünden reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu edilen tazminata konu olayın davalı Belediyenin idari bir işleminden kaynaklandığı, bu durumda açılan davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu, gerekçesiyle görevsizliğine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinde 4667 sayılı kanunla yapılan değişiklik nedeniyle kurum adına takip edip sonuçlandırılan dava dosyalarında yargı kararıyla karşı tarafa yüklenilen vekalet ücretinin, hiçbir limit veya kısıntıya tabi olmaksızın tamamının kurum görevlilerine ait olup olmadığı hususundadır.
Uygulamada, hatalı intibak ve hatalı terfi gibi şart tasarrufun yanlış yapılması (veya sonradan geri alınması) halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılan fazla ödemenin idare hukuku ilkelerine göre geri istenebileceği ve geri isteme süresinin 60 gün olduğu, ancak şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin ise Borçlar Kanununun haksız iktisap kuralları çerçevesinde geri istenebileceği (H.G.K.5.12.1984 tarih 387/997 sayılı kararı) kabul edilegelmektedir.
O nedenle, Mahkemece davalı idarenin görevi dahilinde yaptığı idari bir işlem ve eyleme dayanmayan haksız ödemenin, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tahsili talebinin tam yargı davasına konu olamayacağı, davaya genel hükümler çerçevesinde adli yargıda bakılması gerektiği gözetilmek suretiyle davanın esası hakkında hüküm kurmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; 657 sayılı kanunun vekalet ücretine ilişkin 146. maddesi hükmü, 1136 sayılı kanunun 164. maddesine göre “özel kanun” niteliğinde olup, bu durumda 657 sayılı Yasada kurum avukatlarına verilecek vekalet ücretine ilişkin olarak farklı bir düzenleme yapılmadığı sürece, 1136 sayılı Avukatlık Kanununda 4667 sayılı kanunla yapılan değişikliğin kamu personeli statüsünde bulunan kurum avukatlarına ve bu arada davacıya ödenen vekalet ücretine uygulanan sınırlamayı kaldırdığından söz etmek mümkün olmadığı gibi, BK.nun 63. maddesindeki elden çıkarma olayı, yararlanma dışındaki durumları ifade eder. Elden çıkarılan şey haksız iktisap edenin faydasına veya zaruri ihtiyaçlarına harcandığı takdirde onun da geri verilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
O nedenle, Mahkemece anılan 146. maddede yer alan düzenleme uyarınca inceleme yapılarak, davacıya haksız ödenmeyen miktar varsa tahsili gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.