Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/3300 E. 2011/5338 K. 04.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3300
KARAR NO : 2011/5338
KARAR TARİHİ : 04.04.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde, boşanma kararı ile hükmedilen 200,00 TL. tedbir ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dava tarihi (29.08.2008) itibariyle kesinleşmiş yoksulluk nafakası kararı bulunmadığı gibi tedbir nafakasına hükmedilirken boşanma davasının kimin tarafından açıldığının ve davada kimin kusurlu olduğunun önemli olmadığı gerekçeleri ile nafakanın kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 195. maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Somut olayda, davacı koca boşanma davası açmış ve mahkemece taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona erdiğinin kabulü ile tarafların boşanmalarına; dava tarihinden (25.5.2004) itibaren 200,00 TL tedbir nafakasının tahsili ile taraflar eşit kusurlu kabul edilerek kararın kesinleşmesinden itibaren de yoksulluk nafakası olarak ödenmesinin devamına karar verilmiş olup, hüküm, Yargıtay incelemesinden de geçerek 27.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Davada, davalının başka kişi ile karı koca hayatı yaşadığının saptanması nedeniyle nafakanın kaldırılması istenilmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde TMK.’nun 176. maddesine dayanılmış ise de hakim bir davada ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamakla doğrudan görevlidir (HUMK. m. 76).
TMK’nun 200.maddesinde; “Koşullar değiştiğinde hakim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yapılan yargılama sırasında davalı kadının bir başkası ile devamlı şekilde karı koca gibi yaşadığı 01.01.2009 tarihli tutanak ile saptanmıştır. Bu durumda TMK’nun 197. maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakası verilmesine yer olmadığının anlaşılmasına göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.