Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/324 E. 2011/4903 K. 28.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/324
KARAR NO : 2011/4903
KARAR TARİHİ : 28.03.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 4035 lira maddi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; davalı idarenin iş makinalarıyla davacının ağaçlarının zarar verildiğini, bununla ilgili olarak davacının talebi üzerine Beykoz kaymakamlığı tarım ilçe müdürlüğünün ziraat mühendisleri tarafından düzenlenen 11.12.2006 tarihli raporda davacının 4635 TL zararı olduğunun tesbit edildiğini bu zararın davalı … tarafınan tazmin edilmediği ileri sürülerek 4035 TL’nin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalı cevabında; dava dışı şirket olan… İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şirketi ile davalı idare arasında; 01.10.2008 tarihli Beykoz Dereleri ıslahı ve ortak altyapı tamamlama inşaatı işine ait sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereği işlerin dava dışı şirket tarafından yapıldığını, iddia edildiği gibi bir zarar oluşmuş ise, bu sorumluluğun dava dışı şirkete ait olduğunu kendilerine husumet yönetilemeyeceğinin ileri sürülerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın, davalı belediyece Beykoz dereleri ıslahı ve ortak alt yapı tamamlama inşaatı nedeniyle oluşturulan zararın tazminine ilişkin olduğu, bu zararın kamu hizmetinin yapılması sırasında kamu hizmeti nedeniyle oluşan zarar olduğundan yargıtay içtihatlarına göre davada idare mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görev nedeniyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
11/02/1959 gün ve 17/15 sayılı YİBK.da belirtildiği gibi, kamu kurumlarının verdikleri karar sonunda plan ve projelere uygun olarak tesisler yaptırmış olmaları yada bu tesisleri kullanmaları veya tesislere bakmaları nedeniyle idari eylem veya işlem sonucu kişilerin uğramış oldukları zararların ödetilmesinde idari yargı yeri görevlidir. Somut olayda davacının istediği zarar, kamu hizmetinin plan veya projeye uygun yerine getirilmesinden dolayı ortaya çıkan bir zarar olmayıp, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Bu tür haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarının ise adli yargı yerinde incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir. İşin esası incelenerek varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece idari yargının görevli bulunduğuna karar verilmesi bozma nedenidir.
Diğer yönden hükmün 2. Fıkrasında “karar kesinleşdiğinde ve talep halinde dosyanın görevli idari yargıya gönderilmesine” karar verilmiş ise de; idari davaların açılış biçimi ve yöntemi 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 3. Maddesinde açıklanmış olup; adli yargı yerinde açılan bir davada yargı yolu bakımından görevsizlik kararı ile birlikte dosyanın idari yargı yerine gönderilmesine karar verilmesi olanaklı değildir. Bu cümleden alarak HUMK.nun 27. maddesi hükmünün, ancak adli yargı yerleri arasındaki görevsizlik kararı bakımından uygulanması söz konusudur. Açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı yönünde dosyanın idair yargı yerine gönderilmesine karar verilmesi de … değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.