Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/2766 E. 2011/5585 K. 05.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2766
KARAR NO : 2011/5585
KARAR TARİHİ : 05.04.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının evli olup ayrı yaşadıklarını, davalının davacı ile ilgilenmediğini beyan ederek 1000 TL. tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı TMK. nun 195. maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Yargılama sırasında tanık olarak ifadelerine başvurulan tarafların 1977 ve 1981 doğumlu çocukları samimi beyanlarında davalının davacıya sürekli olarak tehdit ve hakarette bulunduğunu , alkol alarak onu dövdüğünü ifade etmişlerdir.
Öyle ise mahkemece, bu tanık ifadeleri esas alınarak ve davacının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.