Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/2713 E. 2011/9098 K. 30.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2713
KARAR NO : 2011/9098
KARAR TARİHİ : 30.05.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Asıl davada (ıslahla) 28.084 TL birleşen davada ise 8.000 TL ecrimisilin, karşılık davada ise 10.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne, karşılık davanın ise 4.077 liralık kısmının kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dilekçesinde; muristen intikal eden 9 adet dairenin davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek; 08.07.2003 – 08.07.2008 tarihleri arasındaki dönem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 7.000 TL ecrimisilin tahsilini talep etmiş, 23.02.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle bu kez 28.084 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davacılar vekili, birleşen 2009/367 esas sayılı davada ise; işgalin devam ettiğini belirterek 08.07.2008 – 05.11.2009 tarihleri arasındaki dönem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000 TL ecrimisilin 19.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … karşılık dava dilekçesinde; murisin vefat ettiği tarihte inşaat halinde bulunan dairelerden, halen oturmakta olduğu daire ile 7, 8 ve 9 nolu dairelerin eksikliklerini tamamlayarak oturulabilir hale getirdiğini, bunların dışında binanın ortak alanlarında yapılan tadilat ve değişikliklerin giderlerinin kendisi tarafından karşılandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan imalat giderlerinden karşı davalıların hisselerine isabet eden 10.000 TL nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı …, davanın reddini istemiş, diğer davalı … ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne, karşılık davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1- Davacılar, asıl davada, hüküm altına alınmasını istediği ecrimisile faiz yürütülmesi isteminde bulunmamış, yargılama sırasında dava, ecrimisil ve faiz yürütülmesi istemleri yönünden ıslah edilmiştir. Bu nedenle ıslah ile istenilen faiz talebi hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamış olması,
2- Davalı … …’in, davaya konu dairelerde bir kullanımının bulunduğu davacılar tarafından ispat edilememesine rağmen, asıl ve birleşen davalarda hüküm altına alınan ecrimisil ile sorumlu tutulması,
3- Davalı …’in, davaya konu dairelerden 1 nolu daireyi mesken olarak kullandığı, geriye kalan dairelerde ise bir kullanımının bulunmadığı belirlenmesi nedeniyle, kullanmakta olduğu dairenin (intifadan men tarihi olan) 08.12.2006 tarihinden itibaren getirebileceği ecrimisil nedeniyle sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken; asıl ve birleşen davalarda tüm daireler üzerinden belirlenen ecrimisilin tamamından sorumlu tutulması,
4- Davalı …’in, davaya konu dairelerden 3 nolu daireyi işyeri, 4 nolu daireyi ise mesken olarak kullandığının belirlenmesi nedeniyle; bu dairelerin (intifadan men tarihi olan) 08.12.2006 tarihinden itibaren getirebileceği ecrimisil nedeniyle sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, davaya konu edilen dönemlerde getirebileceği ecrimisilin tamamından sorumlu tutulması,
5- Karşılık davada, karşı davalılardan her birinin hissesine düşen imalat bedellerinin tahsili talep edilmiş olmasına rağmen, bir davalının hissesine düşen imalat bedelinin hüküm altına alınması,
6- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ecrimisilin başlangıç tarihi olan 01.12.2003 tarihinde davaya konu dairelerin ortalama aylık 220 TL kira getirebileceği belirtilmesine rağmen, hesaplama sırasında ilk dönemde bu miktarın 245 TL olarak baz alınması suretiyle fazla ecrimisile hükmedildiğinin gözetilmemesi, doğru görülmemiş ve bu hususlar hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle tarafların yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.