Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/2565 E. 2011/11270 K. 28.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2565
KARAR NO : 2011/11270
KARAR TARİHİ : 28.06.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 1000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Islah dilekçesi ile müddeabihin 50.000 TL’ye çıkartılmıştır. Davalı-K.davacı ise, karşılık davasında; faydalı masraflara ilişkin olarak 59.077 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davacı …’in davadan sonra 24.1.2009 tarihinde vefatı nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne; karşı davanın da kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı-k.davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalı vek.Av. … geldi. Aleyhine temyiz olunan davacılar ve vekilleri gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesi ile; davacılar ile davalının babası …, dava konusu taşınmazda müşterek malik iken; ortak alınan kararla davalının babasının yetkilendirildiğini ve daireleri kiraya verip, gelirlerini kendi adına banka hesabına yatırdığını, 01.12.2006 tarihinde de vefat ettiğini; davalıya 17.3.2008 tarihinde ihtarname gönderilerek, miras bırakanın ölümünden önceki 10 yıl içinde tahsil etmiş olduğu kira bedellerinden hisselerine düşenin iade edilmesini istediklerini, halen hisselerinin iade edilmediğini ileri sürerek; müvekkillerinin hisseleri oranında ödenmesi gereken 10 yıllık kira bedelinin tesbiti ile, fazlaya ilişkin hak saklı tutularak, şimdilik 1000 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesi ile de müddeabihin 50.000 TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve karşı davasında; davacıların kira ilişkisini 2002 tarihinden itibaren bildiklerini belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekeceğini ifade etmiş; esas bakımından da davanın reddini istemiştir. Karşılık davasında ise, mirasbırakanın topladığı kira bedellerinden kardeşi davacılardan … hesabına para gönderdiğini; bu nedenle, bu paraların iadesi gerektiğini; ayrıca murisinin 26 yıldır binaya yaptığı tamir, bakım ve onarım giderleri bulunduğunu, bilirkişi marifetiyle tesbit edilerek fazlaya ait talepleri saklı kalmak üzere tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında taleplerinin 59.077 TL olduğunu bildirip harç bu miktar üzerinden tamamlanmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davacılar; müşterek taşınmazın kiraya verilmesi hususunda kardeşlerine (davalının murisine) yetki verdiklerini, kardeşlerinin 1.12.2006 tarihinde öldüğünü; davalının mirası reddetmediğini, bu nedenle murisinin topladığı kira parasından hisselerine düşeni iade etmesi gerektiğini ileri sürerek; alacak talebinde bulunmuşlardır. Dava, hukuki niteliği itibariyle, vekaletsiz işgörmeye dayalı bir alacak veya haksız işgale dayalı bir tazminat davası olmayıp, vekalet ilişkisine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Zira, davacılar taşınmazların kiraya verilmesi hususunda davalının murisini yetkilendirmişlerdir. O halde mahkemece, alacağın kapsamını belirlemede taraflar arasındaki vekalet ilişkisi (BK’nun 392.maddesi) gözetilmelidir. Bu çerçevede davalı tarafın zamanaşımı defi değerlendirilip tartışılmalıdır. (BK 126.maddeye göre vekalet ilişkilerinde zamanaşımı süresi 5 yıldır) Bundan ayrı, bilirkişi raporunda; müteveffa tarafından toplanan kira bedeli 28.259 TL olarak belirlendikten sonra, güncelleştirme yolu ile dava tarihinde ulaştığı miktar 35.665 TL olarak bulunmuş, bu miktar üzerinden davacıların hissesi hesaplanmıştır. Oysa, davacıların; davalı tarafdan, ihtar tarihinden önce kira alacağının iadesi hususunda bir talepleri olmamıştır. Bu nedenle, davacıların hissesine düşen kira alacağını belirlemede, güncelleştirme yapılamaz. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 825 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.