Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/2521 E. 2011/2800 K. 28.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2521
KARAR NO : 2011/2800
KARAR TARİHİ : 28.02.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 4.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; … İli Mudanya İlçesinde Akıncıabidin Mahallesinde 1148 ada, 5 parsel sayılı evin davalıya 1148 ada, 6 parsel sayılı evin davacıya ait olduğu ve bu evin bitişik nizamlı olduğunu ve davalının evinin davacının evinin bir kısmına tecavüzlü bulunduğunu, bununla ilgili olarak 1998 yılında davacı tarafından davalı aleyhine Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesine men’i müdahale ve kâl davası açıldığını, yargılama sonucunda Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.07.1999 tarihli 1998/483 E-1999/199 K. sayılı ilamı ile dava konusu yere ilişkin elatmanın önlenmesine ve tecüvüzü yapanın kal’ine ilişkin hüküm kurulduğunu bu ilamın davalının engellemesi karşısında infaz edilmediğini, davalının halen haksız işgalinin devam ettiği ileri sürülerek ihtarname tarihi olan 25.6.2008’den geriye doğru 5 yıllık zaman için 4000 TL ecrimisilin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalı cevabında; davacının eviyle kendi evinin bitişik nizam olduğunu ve davacının evinin bir kısmının da kendisinin evine tecavüzlü olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının kesinleşen men’i müdahale ve kâl ilamına göre 5 Haziran 2001 tarihinde Mudanya İcra Müdürlüğü’ne müracaatla kararın (ilamın) infazını talep ettiğini, bu infaz sırasında davalının “havalar iyi olduğu zaman ilamın (infazın) gereklerine yerine getirileceğinin beyan edilmesi” üzerine infazdan vazgeçildiğini, bilahare davacı tarafından noter marifetiyle infazın yerine getirilmesi için davalıya ihtar çekildiğini ve davalının buna rağmen tecavüzünün önlenmediğinden bahisle davanın açıldığını, ancak kesinleşen ilam karşısında davacının her zaman bu ilamı infaz ettirerek müdahalenin önlenerek tecavüzlü kısmın kal’ini gerçekleştirilebileceğini bunun için davalının tahhüdünün alınmasına gerek olmadığını, davacının bu gereği (infazı) riayet etmeyerek ecrimisil davası açmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin geri çevirme ilamı ile istenen ve dosyaya celbedilen Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/483 E-1999/199 K. sayılı ilamın incelenmesinde; dava konusu yer ile ilgili davacı tarafından davalı aleyhine el atmanın önlenmesi ve kâl davası açıldığı mahkemece; yargılama sonucunda; 06.05.1997 tarihli teknik bilirkişi raporunda belirlenen davalının evinin tecavüzlü kısmı olan direk duvar, balkon ve odanın yıkılmasına ve müdahalenin bu şekilde önlenmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesince onanarak 03.02.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya içerisindeki Mudanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/406 E-2010/146 K. sayılı dosyasının incelenmesinde ise; Davacı … (eldeki davada davalı) tarafından, davalı … (eldeki davanın davacısı) aleyhine aynı evlerle ilgili olarak davalının (Okşan’ın) evinin de kendi evine tecavüzlü olduğundan bahisle men’i müdahale kâl ve ecrimisil davası açılmış, mahkemece bilirkişi raporuna göre evlerin birbirlerine tecavüzlü olduğu, davalının evinin yıkılması halinde davacının evinin de tehlikeye düşebileceği ve yıkılabileceği, bu nedenle men’i müdahale davasının MK 2.maddesi hükmüne göre yerinde olmadığından bahisle men’i müdahale ve kâl davasının reddine, ecrimisil davasının ise kısmen kabulü ile 5 yıllık süre için 960 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiş, gerekçeli karar henüz tebliğ aşamasında olduğu için kesinleşmemiştir.
Somut olayda, davacının açtığı kesinleşen davada, davalının açtığı kesinleşmeyen davadaki bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi iki evde eski yapı olup birbirlerine bitişik nizamlıdır. Davalının evi davacının evine üç katta toplam 19.80 m² tecavüzlü, davacının evi de davalının evine zemin katta 6 m² tecavüzlü olduğu belirtilmiştir. Bu nedenlerle deliller tam olarak toplanıp değerlendirilip davacının kesinleşen önceki ilamını infaz ettirdiği takdirde her iki binanın yıkılması tehlikesi sözkonusu ise hakkaniyet gereği ecrimisile hükmolunmalı, eğer önceki ilam infaz edilmekle davacının ve davalının binaları sağlam kalacak ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.