YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2167
KARAR NO : 2011/4942
KARAR TARİHİ : 28.03.2011
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar ve davacı vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vasisi dilekçesinde; vasisi olduğu annesinin 54 yıldır davalı babası ile evli olduğu, %78 oranında özürlü olan davacının hiç bir ihtiyacını tek başına karşılayamadığı, davalı babanın da davacı ile ilgilenmediği, giderlerini karşılamadığı ileri sürülerek, aylık 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, tarafların erkek çocukları davaya dahil edilmek suretiyle aylık 250 TL yardım nafakasının davalı eş ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ve dahili davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Açılmış bir davaya teşmil yoluyla üçüncü bir kişinin taraf sıfatıyla dahil edilmesi olanaklı olmadığı gibi, HUMK’nun 83 ve devamı maddelerindeki hükümlere göre ıslah yoluyla da hasım değiştirilmesi ya da üçüncü şahısların davalı konumuna getirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve bu davada davalı sıfatı bulunmayan dahili davalılar bakımından esas hakkında hüküm tesisi … değildir.
Öte yandan, Türk Medeni Kanununda tedbir nafakası ile yardım nafakası ayrı ayrı hükümlerde düzenlenmiş olup, eşlerin birlikte yaşamaya ara vermesi halinde alanacak önlemler TMK’nun 197 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Dava dilekçesindeki istem de bu önlemler çerçevesinde ayrı yaşayan eşten talep edilen tedbir nafakası niteliğindedir. TMK’nun 364 ve devamı maddelerinde düzenlenen yardım nafakası ise, … olan ve kendi imkanları ile geçimini sağlayamayan kişinin üstsoy ve altsoyu ile kardeşlerinden talep edebileceği bir nafaka türüdür.
Kabule göre de nafakadan müteselsil sorumluluğa hükmedilmesi de … değildir.
O halde, mahkemece davanın eşler arasında olduğu gözetilerek, toplanan delillerin TMK’nun 197 ve devamı maddeleri uyarınca takdiri ile davalı eş yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yanlış olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.