Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/20758 E. 2012/3047 K. 13.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/20758
KARAR NO : 2012/3047
KARAR TARİHİ : 13.02.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2000,00 TL için yapılan ilamsız icra talebine vaki haksız itirazın iptali takibin devamı %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalının davacıya ait şirkette “Kabin Memuru Sözleşmesi” ile çalışmaya başladığı ve tüm eğitimlerini aldıktan sonra davalının aralarındaki sözleşmenin 27. maddesi gereği bir yılı doldurmadan ve hiçbir gerekçe göstermeden istifa ederek ayrıldığı yine aynı madde gereği kararlaştırılan 2000,00 TL cezai şartın tahsili için icra takibinde bulundukları, davalının icra takibine itiraz ettiği ileri sürülerek itirazın iptaline % 40 tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Davalı, sözleşmenin feshinde kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmede işçi aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 21.05.2008 başlangıç tarihli sözleşmenin 27. maddesinde; “…işe giriş tarihi itibari ile fiilen bir yılını doldurmadan önce iş değiştirmesinin veya her ne sebeple olursa olsun işi terk etmesi…halinde cezai şart niteliğinde olmak üzere işverene 2000,00 TL öder…” hükmü bulunmaktadır.
Davalı, hava taşıma işinde çalışan kabin personeli (hostes) olduğu için 4857 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği hava taşıma işlerinde İş Kanunu hükümleri uygulanmaz. Bu durumda hizmet akdinden doğan uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu 313 ve devamı maddeleri hükümleri uygulanacaktır.Yine, davacı ve davalı arasındaki sözleşme Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir sözleşme olup, tarafları bağlar. Taraflar arasındaki sözleşmenin 26. maddesinde hangi hallerde sözleşmenin sona erdirileceği düzenlenmiştir. Devam eden 27. maddede ise haksız fesih halinde tazminat ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı sözleşmeyi davalının haksız olarak feshettiği iddiası ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şart niteliğindeki tazminatın tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Davalı,davacı ile aralarında olan sözleşmeye aykırı olarak kendisinin annesinin hasta olması nedeniyle bakım görevi bulunduğu nedeniyle zorunlu olarak sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş ise de davalının ileri sürdüğü bu sebep haklı bir sebep değildir. Fesih sebebi davacının kusurundan veya haksız fiilinden kaynaklanan bir sebepte değildir.Öyle olunca davalının sözleşmeyi fesh etmesi haksızdır. Davacının sözleşmenin 27.maddesi gereği kararlaştırılan cezai şartı talep hakkı doğmuştur. Mahkemece, Borçlar Kanununun 161/son maddesi hükümleri gözetilerek, alacaklının asıl edimi yerine getirmesindeki çıkarı ile ceza koşulu olarak saptanan miktar arasındaki oran ve borçlunun borca aykırı davranmasındaki kusur derecesinin ve de borçlunun ekonomık durumunun gözönünde tutulmak suretiyle sonucuna uygun olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.