Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/1986 E. 2011/6861 K. 21.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1986
KARAR NO : 2011/6861
KARAR TARİHİ : 21.04.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 6.800 TL alacak için itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkilinin 2003-2004 yıllarında muhafaza amacıyla 12.800,00 TL.yi davalılardan …’ün banka hesabına aktardığını, parayı faizleri ile birlikte iade etmelerini talep etmesine rağmen paranın davalılarca ödenmediğini, C.Savcılığına yapılan şikayette davalıların 5.000,00 TL.-6.000,00 TL.borçları kaldığını kabul ettiklerini, paranın ve faizlerinin tahsili için Denizli 4.İcra Müdürlüğü’nün 2009/ 1282 sayılı dosyası ile başlatılan takipte borcun 5000,00 TL’ni kabul ile 6.800,00 TL’ye itiraz ettiklerini, davalıların itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazının iptalini, asgari %40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, emanet bıraktığı parayı gerektikçe istediğini, aldıklarını inkar ettiğini, kalanı kabul ettiklerini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının 2003 yılında 11.000,00 TL.yi muhafaza amacıyla emaneten davalılara verdiği, paranın 6.000,00 TL.sinin icra takibinden önce davalılar tarafından davacıya ödendiği, kalan 5.000,00 TL.nin de Denizli 4.İcra Müdürlüğü’nün 2009/1282 sayılı dosyasına yatırıldığı, davacının davalılardan alacağının kalmadığı, icra takibinden önce temerrüde düşürdüğüne dair dosyada bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının tazminat isteminin temeli BK.nun 463. maddesinde tanımlanan emanet sözleşmesine dayanmaktadır. Gerçekten de emanet bir sözleşmedir ki onunla saklayıcı, saklatanca kendisine bırakılan taşınır bir malı kabul etme ve onu güvenli bir yerde koruma ve iade borcu altına girer.
Somut olayda, davacı davalı kardeşine emanet verdiği 11.000,00 TL parayı istemiştir. Davalılara emanet paranın verildiği banka kayıtları ve tarafların beyanları ile sabit olup, bu paranın 6.000,00 TL’ni iade ettiklerini ispat külfeti bu yolda savunmada bulunan davalılardadır. Tarafların kardeş olmaları nedeniyle dinlenen davalı tanıkları, sadece takip öncesi davalı İbrahimin 5.000,00 TL borcu kaldığını söylediğini, davacının da tamam dediğini belirtmişler, bu konuşmalarda somut olarak ödeme miktarı ve tarihinden bahsedilmemiştir. Aksine davacı tanığı davalı ……, “…başkaları yiyeceğine benim çocuklarım yesin, kanun neyse alsın ” dediğini beyanla davalıların ödeme savunmasının aksine ödemeyi kabul etmediklerine, icraen 6.000,00 TL ödediklerine tanıklık etmiştir. Banka kayıtlarından da davalı … hesabına davacı tarafından 9.9.2003 tarihinde yatırılan 11.000,00 TL’nin tamamının 10.5.2004 tarihinde çekilerek hesabın kapatıldığı anlaşılmaktadır.
O halde, soyut tanık beyanları ile ve yanılgılı gerekçe ile davalıların ödeme savunmasının kabulü ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.