Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/18492 E. 2012/1859 K. 26.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/18492
KARAR NO : 2012/1859
KARAR TARİHİ : 26.01.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 20.000,00 TL(ıslahan 34.977 TL) ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 16.219,25 TL için kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; … 1 parsel sayılı taşınmazda 4 nolu bağımsız bölümün (giriş kat sağ taraftaki dükkanın) uzun süreden beri davalı tarafından müvekkili veya vasisi ile hiçbir akde dayanmadan kullanıldığını, başka bir hissedar ile yaptığı akdin müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin önceden bu yerin 1/2 hissedarı iken 25/07/2008 tarihinden sonra tamamına sahip olduğunu, taşınmazın … ‘nın en değerli yerinde olduğunu, açıklanan sebeplerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla geriye doğru 5 yıllık kullanım bedeli olan 20.000-TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin yıllardır taşınmazda hediyelik eşya satışı yapan işyeri çalıştırdığını, işgalci olmadığını, … ile aralarında akdedilmiş kira sözleşmesi olduğunu, davanın ecrimisil alacağı değil kira bedeli alacağı olabileceğini, ancak kira bedellerinin tamamının … ‘a 2011 yılı sonuna kadar ödendiğini, … ‘ın davacının kardeşi olduğunu, açıklanan sebeplerle hakkaniyete aykırı hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, “davalının … ‘la arasındaki sözleşmenin ve … ‘a yapılan ödemelerin davacı … ‘ı bağlamayacağı belirlenmekle, 13/05/2004- 13/05/2009 dönemine ilişkin 16.219,25 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununda açıkça söz edilmeyen “ecrimisil” deyimi, Eski Hukuktan gelen bir alışkanlıkla uygulamada, haksız zilyedin ödemesi gereken kullanma (veya işgal) tazminatı anlamında kullanılmaktadır.8.3.1950 gün ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “Başkasının gayrimenkulünü haksız olarak zaptedip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin o gayrimenkulü elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazminle mükellef olup, bir zarara uğramamış olan malik veya zilyede ecrimisil adı veya başka bir ad altında herhangi bir tazminat vermekle mükellef olmadığı” sonucuna varılmıştır. 4.6.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile de ecrimisil, tazminat olarak nitelendirilmiş, kararın gerekçesinin V inci bendinde “işgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının Türk Kanunu Medenisinin 908. maddesine (TMK md.995) dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir.
Özetlenen bu kararlar ve yerleşik uygulamada ecrimisilin belirlenmesinde, mahkemece kötüniyetli zilyedi hesap vermeye zorlayan bir yöntem izlenmesi, müşterek maliklerden diğeri ile yapılan, pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmayan kira sözleşmesinin davacı açısından bağlayıcı kabul edilmemesi doğrudur. O halde davalı kiracının davaya konu taşınmazı davacının oğlu ve taşınmazda hissedar olan dava dışı Sinan Yıldız ile aralarında düzenledikleri kira sözleşmesine dayanarak kullanmasına davacının karşı çıkmayarak rıza gösterdiği, vasi tayin edilen …’ın davalıya 26.9.2006 tarihinde ihtarname göndererek bu rızanın geri alındığı gözetilmeksizin öncesi için de ecrimisil tayini doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.