Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/1737 E. 2011/10607 K. 20.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1737
KARAR NO : 2011/10607
KARAR TARİHİ : 20.06.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde muris …’nin ölmeden önce son arzularını içeren sözlü vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece süresinde mahkemeye ibraz edilmeyen sözlü vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; muris …’nin 03.09.2010 tarihinde vefat ettiği, 02.09.2010 tarihinde ise tanıklar huzurunda sözlü vasiyette bulunduğu, murisin son arzularını ve tanıkların imzasını taşıyan vasiyetin resmiyet kazanması için sulh hakimince gerekli işlemlerin yapılması istenilmiştir.
Mahkemece; vasiyetin 02.09.2010 tarihinde tutanağa yazıldığı, tutanağın mirasçı tarafından 06.09.2010 tarihinde mahkemeye verildiği, oysa ki sözlü vasiyetin geçerli olması için tutanağa geçirildikten sonra vakit geçirilmeksizin tanıklarla hakime başvurulmasının zorunlu olduğu, dosyada ise tanıkların süresinde hakime başvurmadıkları gerekçesiyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm mirasçı … tarafından temyiz edilmiştir.
Vasiyetname ile ilgili işlemler TMK’nun 595 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, TMK 595/1.maddesinde; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine tesliminin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Kanununun 596.maddesinin ise; vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılacağı vasiyetname açılırken belirlenen mirasçılar ile varsa diğer ilgililerin açılması sırasında diledikleri takdirinde hazır bulunmak üzere çağrılacakları hüküm altına alınmıştır.
Görüldüğü gibi Sulh hakiminin görevi vasiyetnameyi açarak ilgililere tebliğ etmek ve gerekli görüldüğü takdirde yasada sayılan diğer geçici önlemleri almaktır. Sulh hakiminden vasiyetin okunmasını istemek ayni bir hakkın geçirilmesi isteği niteliğinde olmadığından, vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakmaksızın hakimce “vasiyetnamenin açılmış sayılmasına” karar vermekle yetinilmesi gerekmektedir.
Davadaki isteminde vasiyetnamenin açılmasına ilişkin olduğu düşünülerek yukarıda açıklandığı şekilde açılmış sayılmasına karar verilmesi gerekirken vasiyetnamenin iptali yönünde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.