Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/16533 E. 2012/286 K. 10.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16533
KARAR NO : 2012/286
KARAR TARİHİ : 10.01.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2170 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde, davacının idare mahkemesinde açtığı davanın kabul edilmesi nedeni ile davacıya ödeme yapıldığını, ancak hükmün Danıştay 11.Dairesinin kararı ile bozulması üzerine, davalı idarenin asıl alacak miktarı ile birlikte, 2.170,20 TL faiz miktarının davacıdan tahsilinin istendiği, davacının da bu bedeli ödediği, oysaki faiz isteminin yasal dayanağının bulunmadığı ve davalı idarenin de sebepsiz yere zenginleştiği ileri sürülerek, faize ilişkin miktarın istirdatına karar verilmesi istenilmiştir.Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davadaki istem, BK’nun 61-66. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
Borçlar Kanununun 66. maddesi gereğince, ”haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur.” Zamanaşımının başlangıcı öğrenme tarihinden itibaren olmalıdır. Somut olayda davalı idare, kesinti yapmak suretiyle davacıdan faiz alacağı tahsil etmiştir. Son kesintinin yapıldığı tarih, zamanaşımının başlangıcı olarak kabul edilip, bu tarihten dava tarihine kadar 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı araştırılmalıdır.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, olayda zamanaşımının süresinin dolup dolmadığı hususunun tespit edilmesinden sonra, eğer dolmuş ise davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi, aksi takdirde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.