Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/15868 E. 2011/16750 K. 31.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/15868
KARAR NO : 2011/16750
KARAR TARİHİ : 31.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.000,00 TL ecrimisilin, ıslah ile de 2.387,74 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde ortak muristen intikal eden apartmanda henüz kat irtifakının kurulmadığı, ancak binayı yapan kooperatifin bağımsız bölümleri mirasçılara teslim ettiği, davalıların da ikişer adet daireyi teslim alıp kiraya vermek ve oturmak suretiyle tasarruflarında bulundurdukları, buna rağmen davacıya herhangi bir ecrimisil ödemedikleri ileri sürülerek, fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 1.000 TL, ıslah ile de 2.387,74 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; kat irtifakı kurulu olmayan binada davacının bir kısım yerleri kullandığı, diğer davalıların da kullanabilecekleri yerleri bulunduğu ve intifadan men koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştır. Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men olgusunun gerçekleştiği ise, yemin dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır. Ecrimisil istenen taşınmazın (bağ-bahçe gibi) doğal ürün veren ya da kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, fiili taksim olması gibi hallerde intifadan men koşulu aranmaz.
Somut olayda davacı intifadan men koşulunun oluştuğunu ispat için 13.06.2005 tarihli ihtarnameye dayandığı gibi, cevap dilekçesinde bir kısım dairelerin kısa bir süre için kiraya verilerek tasarruf edildiği de açıklanmıştır.
Ayrıca, yanlar arasında tüm paydaşlarca yapılmış bir rızai taksim sözleşmesi bulunmamaktadır. Öncesinde rızaya dayalı bir kullanımın varlığı kabul edilse bile, ihtar tebliğinden itibaren davacı paydaşın rızasından vazgeçtiğinin kabulü gerekmektedir.
O halde mahkemece; 23.6.2005 tarihli ihtarnamede davacının davalılardan kiraya verip gelir elde ettikleri ve kullandıkları bağımsız bölümlerden kira talep ettiği gözetilerek, bu ihtarın tebliğ edildiği tarihte intifadan men koşulunun gerçekleştiğinin kabulü ile, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.