Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/1555 E. 2011/5982 K. 11.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1555
KARAR NO : 2011/5982
KARAR TARİHİ : 11.04.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.654,32 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; murislerinden intikal eden dairenin müvekkilinin kardeşi olan davalı tarafından oturmak suretiyle kullanıldığını ileri sürerek; 03.11.2006 – 03.03.2010 tarihleri arasındaki dönem için 2.654, 32 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; ailesi ile birlikte Çorlu’da ikamet ettiğini, boş olan davaya konu dairenin davacı tarafından kullanmasına bir engel bulunmadığını savunmuş, yargılamaya dâhil olan vekili ise, müvekkilinin dairede bulunan birkaç parça eşyasını davaya konu edilen dönemin çok öncesinde başka bir yere taşıdığını, dairenin anahtarlarını ise annesine bıraktığını ve durumu davacıya bildirdiğini ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının, davalı hakkında açtığı davalar nedeniyle intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olmasına karşın taşınmazın davacının kullanımına açık hale getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, davalının elbirliği mülkiyetine konu daireyi ikamet olarak kullandığı ileri sürülerek; 3. döneme ait ecrimisil tazminatının hüküm altına alınması istenilmiştir.
Kural olarak, taşınmazda zilyet olduğu kesinleşmiş yargı kararıyla belirlenen paydaş, bu zilyetliğinin son bulduğunu ileri sürmesi halinde iddiasını ispat ile mükelleftir.
Davada dinlenilen davalı tanıkları, davalının 2005 yılı sonlarında eşyalarını tahliye ederek dairenin anahtarını aynı apartmanda oturan annesine bıraktığını beyan etmişlerdir. Dosyada bulunan elektrik ve su aboneliklerine ait fatura ve makbuzlardaki tüketim miktarları da, tanıkların bu beyanları ile uyuşmaktadır.
Bu durumda; davalının, davaya konu dairedeki zilyetliğinin son bulduğunun ispatlanmış olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.