Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/1455 E. 2011/5877 K. 11.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1455
KARAR NO : 2011/5877
KARAR TARİHİ : 11.04.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.542,09 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davacı ile davalının Türk Telekomda çalıştıkları ve bu nedenle arkadaş olduklarını, davalının dava dışı bankaya çektiği kredi nedeniyle 1.542,09 TL borçlu bulunduğunu, davalının parasının bulunmaması nedeniyle bu borcun kendisi (davacı) tarafından bankaya ödenmesini ve kendisine (davacıya) borçlanılacağının davalı tarafından davacıya söylendiğini, davalının bu talebini kıramadığını bu nedenle davalının banka borcu olan 1.542,09 TL’nin davacı tarafından bankaya ödendiğini, ancak davalının bu borcunu davacıya ödenmediği ileri sürülerek 1.542,09 TL’nın davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalı savunmasında; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıdan hiçbir zaman adına bankaya para yatırma talimatı vermediğini, davacı ödemelerinin kendisi ile alakası olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
MK.nun 6. Maddesine göre ” taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığına ispatla yükümlüdür.”
Somut olayda davacı taraf iddiasını yazılı bir belge ile ispat edemediğine ve davacı dilekçesinde sair her türlü delil yazarak “yemin” deliline de dayandığına göre, mahkemece HUMK.nun 344 ve devamı maddeleri gereğince davacının davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.