Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/14237 E. 2011/18872 K. 28.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14237
KARAR NO : 2011/18872
KARAR TARİHİ : 28.11.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde açılan ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle 35 parselde rızai taksim sonucu davacı tarafından kullanılan yerdeki muhtesatın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görev nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; ortak muristen kalan 35 nolu parsel için ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, oysa ki yanlar arasında 1986 yılında yapılan rızai taksim sonucunda 7 ile belirlenen bölümün davacıya isabet ettiği, bu kısmın davacı tarafından imar ve ihya edildiği, üzerindeki ağaç, bina, sondaj kuyusu gibi bütün muhtesatların davacı tarafından yapıldığı ileri sürülerek, tüm muhtesatların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davadaki istemin, ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürülüp, orada değerlendirilerek karara bağlanması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yerleşik Yargıtay kararları uyarınca ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davalarında taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesatın) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların hak iddia etmeleri halinde, bunların (muhtesatın) değeri Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde öncelikle incelenip sonuca bağlanır. Ancak muhtesatın kime ait olduğunun kıymet ve bedelinin Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını aştığı hallerde muhtesatın tespiti Sulh Hukuk Mahkemesinde bir hadise olarak çözümlenemez. Olayın miktar ve değer bakımından görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak dava ile karar bağlanması gerekmektedir.
Davada ise, muhtesat bedeli 25.000 TL olarak açıklanmıştır. Bu miktarın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı üzerinde olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.