Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/14178 E. 2011/15345 K. 12.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14178
KARAR NO : 2011/15345
KARAR TARİHİ : 12.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde haksız şikayet nedeni ile 6.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, yurtdışında bulunmasına rağmen davalının Cumhuriyet Savcılığına verdiği şikayet dilekçesiyle kendisine hakaret ve tehdit ettiği iddiasında bulunduğunu, yapılan yargılama neticesinde beraat ettiğini belirterek davalının hiçbir emare yokken şikayet etmek suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunması nedeni ile 6.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı ise şikayet hakkını kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının olayın olduğu tarihte Romanya’da bir gemide işçi olarak çalıştığı, üzerine atılı müsnet suçu işlemediğinden beraatine karar verildiği, şikayeti haklı gösterecek emareler bulunmadığı halde davalının davacıyı şikayet etmek suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 4.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayın gelişim şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, şikayet tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt seviyede tazminata karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.