YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1358
KARAR NO : 2011/6913
KARAR TARİHİ : 21.04.2011
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 2.129,99 TL alacak ve fer’ileri için takibe itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının, davacıya ait enerji nakil hatlarına yaptığı kazılar sonucu verdiği hasar bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davalı belediyenin bir kamu kuruluşu olduğunu ve hizmet kusuruna dayanan zararlar yönünden idari yargıda dava açılması gerektiğini belirtmiş ayrıca zamanaşımı ve esasa ilişkin de davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı belediyenin kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, hizmet kusurundan dolayı açılan davaların tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılması gerektiği gerekçe gösterilerek, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2.maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre İdari Davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir. Ayrıca, yine aynı yasanın 15/1-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Yani yasanın açıkça adli yargıyı görevli saydığı haller idari yargının kapsamı dışında kalmakta olup bu gibi durumlarda, dava konusu işlemin niteliğine bakılmaksızın adli yargıda görülür. (HGK.14.4.2010 tarih, 2010/184-214 sayılı karardaki gibi)
Somut olayda alacaklı davacı, borçlu belediye hakkında ilamsız icra takibi yapmış olup, itiraz üzerine takip durmuş ve davacı görülmekte olan itirazın iptali davasını açmıştır. İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verildiğine göre, itirazın iptali davaları açıkça adli yargının görev alanı içine girmektedir.
O halde, itirazın iptali davalarına bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözönüne alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.