Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/13392 E. 2011/19036 K. 29.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13392
KARAR NO : 2011/19036
KARAR TARİHİ : 29.11.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.227 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının, davacı kuruluşta sahne amiri olarak görev yaptığını, oyunlarda görev alan oyunculara fazla ödeme tahakkuk ettirerek idare zararına sebebiyet verdiğini beyan ederek 3227 TL idare zararının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında usulsüz bir işlemin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
MK .m. 6 gereğince herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Dosyanın incelenmesinden gerek müfettiş raporunda, gerekse de yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda dava öncesi dinlenilen tanık beyanları esas alınarak ve sadece bu beyanlara dayanılarak rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Raporlarda esas alınan tanık beyanlarına göre, davalının kendilerine belirtilen gün kadar çalışmadıkları halde, fazla tahakkuk yaptığını,bu tahakkukun tanık olarak dinlenilen oyunculara ödendiğini, davalının başka bir oyuncuya ödenmek üzere, bu fazla ödemeleri elden kendilerinden tahsil ettiğini, gene diğer bir oyuncuya yanlışlıkla fazla ödeme yapılıp,bu ödemenin de davalı tarafından,tiyatronun başka bir çalışanının banka hesabı aracılığı ile tahsil edildiğini ifade etmişlerdir.
Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu, soyut iddiaları içermekte olup, hükme esas alınacak yeterlilikte değildir.
HUMK’nun 275. maddesi uyarınca “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir; hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.” Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan özel ve somut nedenleri göstermek zorundadır. Ancak bu şekilde hazırlanmış rapor hüküm kurmaya elverişlidir ve denetimi mümkündür.
Dosyada mevcut bilirkişi raporu bu şartlara haiz bulunmadığı gibi, müfettiş raporunda ifadelerine başvurulan tanık beyanlarını esas alarak hukuki inceleme yapmıştır.Bu rapora dayanılarak karar verilmesi doğru değildir.
Öyle ise mahkemece, davacıya iddiasını ispat yönünden tüm delilleri, davalıya da karşı delilleri sorularak, tüm deliller toplandıktan sonra, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, salt müfettiş raporunu esas alan bilirkişi raporuna ihbar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.