Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/13353 E. 2011/17781 K. 15.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13353
KARAR NO : 2011/17781
KARAR TARİHİ : 15.11.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya vaki el atmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; taşınmazının sınırında bulunan çeşmeye çok yakın mesafede, davalı köy tüzel kişiliğinin; köyün su ihtiyacı için kazı yaptığını ve çeşme suyunun tamamen kesilmesine sebebiyet verdiğini ileri sürerek; suya vaki müdahalenin men’i ile çeşmenin eski hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, su kaynağının orman alanı içinde kaldığını, önceden de çeşmeden akan suyun kerz tabir edilen su yolu ile köy meydanı yanındaki çeşmeye kadar gittiğini; köyün ihtiyacı için kaynağı kazıp boru ile suyu depoya bağladıklarını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “…bilirkişi raporuna göre, dava konusu su kaynağına davalı köy tüzel kişiliğinin kazı yapmak suretiyle müdahalede bulunduğu; dinlenen tanık anlatımları ve tarafların beyanları birlikte değerlendirildiğinde, kaynaktan çıkan suyun kullanım tarzının yerleşmiş nitelikte bulunup, tecavüz öncesi mevcut halin korunması gerektiği anlaşılmıştır. Gerekçesiyle” davanın kabulü ile, davalı … Köyü Tüzel Kişiliğinin suya vaki müdahalesinin men’ine; masrafı davalı tarafından alınarak kaynağın eski hale getirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davaya konu suyun ormanlık alan içerisinde yeraltı suyu olduğu ve genel su kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. Genel sulardan ise, kadim ve öncelik hakları ihlal edilmemek koşuluyla herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Mahkemece, müdahalenin men’i ile birlikte kaynağın eski hale getirilmesine de karar verilmiştir. Oysa, davalı tarafın yaptığı kazı çalışması nedeniyle çeşmenin suyunun kesildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda, sözkonusu suyun doğal olarak kendiliğinden yeryüzüne çıkmadığı, kazı sonucu ortaya çıkartıldığı ifade edilmiştir. Davalı tarafından yapılan kazının kapatılması halinde, davacıya ait suyun eski hale gelip gelmeyeceği yönünde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Mahkemece öncelikle yapılması gereken, jeoloji bilirkişisinden; davaya konu suyun eski hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda rapor almak, eski mevcut (kerz tabir edilen su yolu) kullanımının suyun verimliliği açısından yararlı olup olmadığını saptamak; bundan sonra, davacının ihtiyaçlarının da karşılanacağı bir su rejimi ve düzeneği oluşturulmasının mümkün olup olmadığını değerlendirip, tartışmak ve sonucu dairesinde hüküm kurmak olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.