Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/13200 E. 2011/18975 K. 28.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13200
KARAR NO : 2011/18975
KARAR TARİHİ : 28.11.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 8.500 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, yarıcı sıfatı ile kullandığı taşınmazı satın alan davalının, diktiği fıstık, zeytin ve ceviz ağaçları ile bağların bedelini ödemeyi teklif etmesi üzerine Gaziantep’te bir araya geldiklerini, bu sırada davalının kendisine bir belge imzalattığını, ancak başının dönmesi ve okuma yazma bilmemesi nedeniyle neyi imzaladığını bilmediğini, bir süre sonra davalının imzaladığı belgeyi öne sürerek kararlaştırılan bedeli ödemekten kaçındığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ağaç ve bağların bedeli olan 8.500 TL nin yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı, diktiği ağaç ve bağlar nedeniyle davacıya 6.000 TL civarında ödemede bulunduğunu, düzenlenen ibraname ile de bu durumun belirlendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının dikmiş olduğunu iddia ettiği ağaçlar nedeniyle zenginleşenin taşınmazın önceki maliki olduğu, davalının ise taşınmazı satın alması nedeniyle 3. kişi konumunda bulunduğu, bu nedenlerle davanın taşınmazın önceki malikine karşı açılması gerektiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davada olayları açıklamak ödevi davanın taraflarına; hukuksal nitelendirmeyi yapma ve uygulanması gereken yasa maddelerini belirleyip uygulama ödevi ise hâkime aittir.
Davada, dikilen ağaç ve bağların bedelinin davacıya ödenmesi konusunda anlaşma sağlandığı taraflarında kabulündedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, anlaşma sonucu belirlenen bu bedelin davacıya ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Şu durumda, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin olayda uygulama yeri bulunmadığı açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; Davacı, davalının hileli davranışları ile imzaladığı belgede yazılı olduğu üzere kararlaştırılan bedelin ödenmediğini ileri sürmüş ise de; ibraz edilen ibraname içeriğinden, davacı ile dava dışı oğlu …’in, aldıkları toplam 5.750 TL bedelli iki ayrı bono ödendiğinde yetiştirdikleri ağaçlar nedeniyle davalıyı ibra etmiş olacaklarını noter huzurunda beyan ettikleri sabittir.
Diğer taraftan, ibranamede belirtilen bonoların da ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan gerekçe ile red kararı verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK. 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 28.11.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.