Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/13093 E. 2011/14315 K. 03.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13093
KARAR NO : 2011/14315
KARAR TARİHİ : 03.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 188.50 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın birleşen davada ise 119.50 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece her iki davanın da ayrı ayrı kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde ve bu dosya ile birleştirilen Tavas Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/454-739 E.ve K. sayılılı dosyasında davalının silahla ateş etmesi üzerine davacı …’nin 15 gün, davacı …’nun ise 10 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, vücut bütünlüğüne zarar veren eylem nedeniyle her birinin maddi ve manevi kayıplarının olduğu ileri sürülerek, ayrı ayrı maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece her bir davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafın dan temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Asıl ve birleşen davada hükmedilen manevi tazminatlara yönelik temyiz istemi bakımından ise; bedensel bütünlüğü haksız bir eylem sonucu zarara uğrayan kimse manevi tazminat isteminde bulunabilir ise de; Borçlar Kanununun 47. maddesine göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda her bir davacı bakımından ayrı ayrı 1.500’er TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de; olay tarihi, somut olayın özellikleri ve mevcut ekonomik olgular ile davalının sabit gelir getiren bir işinin bulunmaması ve yıllık gelir durumu dikkate alındığında hükmedilen tazminat miktarları fazladır. Mahkemece yukarıda açıklanan ölçüler uyarınca tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktara hükmedilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.