Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/12985 E. 2011/18922 K. 28.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12985
KARAR NO : 2011/18922
KARAR TARİHİ : 28.11.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 4000 TL alacağın ve 4000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın alacak yönünden reddine, manevi tazminat yönünden tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının Gülşehir Asliye Hukuk mahkemesinin 28.10.1991 tarih ve 1991/624 E.-719 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma sonucunda çocuk …’ın velayetinin davalıya (anneye) verildiğini, boşanmanın böylece kesinleştiğini, ancak boşanma davasından sonra köyde çıkan dedikodu neticesinde çocuk …’ın davacı müvekkilinden değil, davalının birlikte yaşadığı dava dışı … Kesici ile gayriresmi ilişkisinden doğduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 1992 ve 2000 yıllarında nesebin reddi davası açtığını bu davaların husumetten ve hak düşürücü sürelerden reddine karar verilip kesinleştiğini ve bu arada da davalı tarafından çocuk için iştirak nafakası ve ayrıca iştirak nafakaları artırım davaları açılarak iştirak nafakasına hükmolunduğunu, davalı tarafından nafaka ilamlarının icraya konulduğunu, icra takipleri sonucunda nafaka bedellerinin müvekkili tarafından davalıya ödendiğini en son olarak çocuk … tarafından “reşit olması sonucunda” 10.02.2009 tarihinde eldeki davanın davacısı ve davalısı aleyhine Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesine nesebin reddi davası açıldığını ve yargılama sonucunda gerek adli tıp raporu gerekse davalı anne (…’ın) kabulü neticesinde çocuk …’ın eldeki davanın davacısından (…’dan) doğmadığının ve davalı … ile dava dışı … …’ın gayriresmi ilişkisinden doğduğunun tesbit edildiğini ve … ile olan soybağının reddine karar verildiğini ve ilamın 15.09.2009 tarihinde kesinleştiğini böylece davalı tarafından yapılan icra takibi neticesinde kendisinden olmayan çocuk için davalıya nafakalar ödemek zorunda bırakıldığını bundan dolayı fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak sebepsiz zenginleşme kurallarına göre şimdilik 4000 TL alacağın davalıdan tahsiline ayrıca, davalının aldatıcı
davranışları sonucunda müvekkilinin nesebin reddi davaları açmak zorunda bırakıldığını, bu olaylar nedeniyle müvekkilinin manevi olarak yıprandığını ileri sürerek 4000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiş, mahkemece, manevi tazminat davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, alacak davası yönünden ise, davanın İcra İflas Kanunu 72.maddesinde belirtilen istirdat davası olduğu, davaya konu nafakaya ilişkin yapılan icra takip dosyasındaki en son nafakanın 06.11.2001 tarihinde tahsil edildiğini, böylece İİK.72/7.maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle alacak yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, çözümlenmesi gereken husus, davanın İİK.72.maddesinde bahsi geçen istirdat davası mı, yoksa BK.61-66.maddesinde bahsi geçen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası mı olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Bunun için öncelikle dava dosyası içerisinde bulunan dosyaların incelenmesinde yarar vardır.
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.10.1991 tarih, 1991/624 E.-1991/719 K.sayılı ilamı ile taraflar boşanmışlar, çocuk …’ın velayeti davalı anneye verilmiş ilam kesinleşmiştir.
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.1992 tarih, 1992/67 E.-1992/319 K.sayılı ilamı sonucunda davacı … tarafından davalı … aleyhine çocuk … için açılan nesebin reddi davası husumetten reddedilmiştir.
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/330 E.-1994/431 K. ve 2000/293 E.-425 K.sayılı ilamları ile davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan nesebin reddi davası hak düşürücü süreden reddedilmiş ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu arada, davacı anne çocuk … için davalı babaya karşı iştirak nafakası davası açmış sonralarında ise iştirak nafakası artırılarak devam etmiştir. Hükmedilen nafaka ilamları davalı tarafından Gülşehir İcra Müdürlüğünün 1993/93 E., 2000/468 E.sayılı icra dosyaları ile takibe konulmuş, en son olarak davacıdan nafaka tahsili 06.11.2001 tarihinde yapılmıştır.
En son olarak çocuk … 10.02.2009 tarihinde Gülşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesine davalılar Yücel ve … aleyhine soybağının reddi davası açmış, mahkemenin 09.07.2009 tarih 2009/26 E.2009/142 K.sayılı ilamı ile çocuğun davalı (eldeki davanın davacısı) …’dan olmadığından onunla kurulan soybağının reddine karar verilmiş, ilam 15.09.2009’da kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, 15.12.2009 tarihinde açılmıştır.
Yukarıda bahsedilen davalardanda anlaşıldığı gibi; davacı aleyhine iştirak nafakası hükümlerine (ilama) dayalı olarak icra takibi yapılmıştır. İcra takibine en son ödeme 11.10.2001 tarihinde yapılmıştır. Bu tarihte hakkında iştirak nafakasına hükmolunan ve ilamı icraya konan çocuk …, davacı …’in çocuğu olduğu görülmektedir. Takip ilama dayandığından bu ilama karşı davacı IIK.72.maddesine göne menfi tesbit ve istirdat davası açması hukuken mümkün değildir. Çocuk … tarafından açılan nesebin reddi davası sonuçlandıktan sonra eldeki dava açılmıştır.
Dava İİK.72.maddesinden değil BK.61 ve devamı maddesinde bahsi geçen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmaktadır. BK.66.maddesine göre sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davalar da zamanaşımı süresi zarar görenin verdiğini geri alma hakkını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl, herhalde hakkın doğduğu tarihten itibaren on yıldır. Dava, davacı çocuk tarafından açılan en son nesebin reddi davasının kesinleşme tarihi olan 15.09.2009 tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde açılmıştır.
Mahkemece, davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.