Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/12847 E. 2011/14756 K. 05.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12847
KARAR NO : 2011/14756
KARAR TARİHİ : 05.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.000 TL rücuen tazminatı faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra Dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde 11.3.2003- 17.1.2006 tarihleri arasında ticari faaliyette bulunduğunu, bu faaliyetleri çerçevesinde mali işlemlerini yerine getirmesi için davalıya vekalet verdiğini, fason dikim işleri yaptığını, davacının yaptığı hatalı işlemler nedeniyle vergi ve cezalar toplamı 8.233.58 TL sını vergi dairesine ödemiş bulunduğunu beyan ederek fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle 5.000 TL sının dava tarihinden yasal faizi ile rücuen tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı serbest muhasebeci olarak davacının defterlerini tuttuğunu, sorumluluğunun yasalara göre belirlendiğini, hakkında vergi denetim elamanlarınca herhangi bir inceleme raporu bulunmadığını, davalının ödediği cezalar toplamının 8.233.58 TL olmasına rağmen 5.000 TL talep ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
HUMK.nun 4/2. maddesine göre, alacaklı kısmi dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş ise alacağın tamamı çekişmeli olup, son kısmı olmadığı açıktır.
Alacağın tamamı çekişmeli ise mahkemenin görevi dava edilen alacak miktarına göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Somut olayda; dava dilekçesinde davacı vergi dairesine toplam 8.233.58 TL ödediği beyan etmiş ancak 5.000 TL taleple kısmı dava açmıştır. Bu durumda 8.233 TL’lık miktar dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girmektedir. Mahkemece davacı tarafa bu durum açıklattırılarak görevli olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.