Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/12819 E. 2011/17600 K. 14.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12819
KARAR NO : 2011/17600
KARAR TARİHİ : 14.11.2011

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, davalı ile anlaşmalı olarak boşandığını, halihazırda çalışmadığını, geçimi için aylık 600.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı ile anlaşmalı olarak boşandığını, davacının boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası istediğini, mahkemenin davacının nafaka talebini reddettiğini ve boşanma kararının kesinleştiğini, kesin hüküm sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ile davalının anlaşmalı olarak boşandıkları ve anlaşma gereği davacının davalıdan yoksulluk nafakası talebinin olmadığı, bu nedenle boşanma ilamında talebin reddine karar verildiği, kararın kesinleştiğinden bahsedilerek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakası istemine ilişkindir.
Taraflar, Adana 6. Aile Mahkemesi’nin 29.12.2010 tarih, 2010/1172 E. – 1264 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma ilamı temyiz edilmeksizin 26.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma ilamı ile; velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk için aylık 200.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, davacının kendisi için nafaka isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı, boşanma davasının 29.12.2010 tarihli ilk celsesinde, “…dilekçemde bildirdiğim nafakaların da karara bağlanmasını isterim, ben şu anda geçici olarak bir işte çalışıyorum ayda 400.00 TL alıyorum, buradan ayrılırsam davalıya karşı yoksulluk nafakası davası açacağım, çocuk için de ayda 200.00 TL tedbir ve katılma nafakasının davalıdan alınmasını isterim.” şeklinde beyanda bulunmuş, beyanı okunarak imzası altına alınmıştır.
Davadan feragatin usul ve şartları HUMK’nun 91-95 maddelerinde düzenlenmiştir.
HUMK’nun 91. maddesine göre feragat iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesidir. Aynı yasanın 93. maddesine göre de feragat beyanı dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat, dava konusu edilen haktan vazgeçmedir. Kural olarak her davadan vazgeçme mümkündür. Vazgeçme nedeniyle davanın reddedilmesi halinde aynı hakka ilişkin yeniden dava açılamaz. Açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi gerekir. Dava konusu haktan vazgeçildikten sonra dava derdest iken yeniden aynı konuda dava açılması da mümkün değildir. Davacının davasından feragat etmesinin sonucu bu nedenle önemli olduğundan, davacının beyanından, gerçek amacının açılan davadan feragat etmek olduğunun açıkça anlaşılması gerekir. Davadan feragat ile dava konusu uyuşmazlık esastan sona erdiğinden şarta bağlı feragat geçerli değildir. Yani şarta bağlı feragat ile dava sona ermez. Bu nedenle feragatin kayıtsız şartsız bir irade beyanını ortaya koyması gerekir. ( Prof. Dr. Baki Kuru – Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı Cilt IV, Sayfa 3549 vd. )
Somut olayda; davacının boşanma davasının 29.12.2010 tarihli celsesindeki sözleri yoksulluk nafakası isteminden feragat niteliğinde sayılamaz. Öyle ise, mahkemece, isteğin esası hakkında toplanacak delillere göre, karar verilmesi gerekirken davacının sözlerine yanlış anlam verilerek, davacının yoksulluk nafakası talebinin olmadığı, bu nedenle boşanma ilamında talebin reddine karar verildiği ve kesin hükmün varlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.