Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/12561 E. 2011/14030 K. 28.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12561
KARAR NO : 2011/14030
KARAR TARİHİ : 28.09.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde haksız şikayet nedeni ile 7.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, üç kişi tarafından açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, oluş ve kabule göre her bir davacı için miktar belirtilmeden 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmün infaz kabiliyeti yönünden tereddüt yaratacak bir sonuç doğmuştur. Her bir davacı için tayin ve takdir edilebilecek olan manevi tazminat miktarının ayrı ayrı hükümde gösterilmesi gerekirken bu hususa uyulmamış olması bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, davalının hak arama hürriyeti ile davacıların çatışan kişilik haklarının sınırı MK’nın 1.maddesindeki ana kural gereğince hakim tarafından büyük bir özenle çizilmesi gerekir. Şikayeti haklı gösteren emare (belirti) varsa, bu hakkın kötüye kullanıldığından söz edilemez sonucunu yaratır. Hak arama hürriyeti olarak tanımlanan ihbar ve şikayet hakkı Anayasa’nın 36.maddesi hükmünde düzenlenmiştir. Bu maddede (herkesin meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle hak arama hürriyetini kullanabileceği) ifade olunmuştur. Öncelikle mahkemece, haksız şikayet olup olmadığı, manevi tazminat gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. Mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının şikayetin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunup bulunmadığı gözetilerek ve haksız şikayette bulunan davalının davacılar tarafından suçun işlendiğine dair yeterli hiçbir emare ve delil yokken şikayette bulunup bulunmadığı gözetilip tarafların sosyal ve mali durumlarına bir zenginleşme aracı olmaktan çok kişilik haklarının ihlali sonucundaki değerler yönünden davacıların manevi olarak tatmini için yeterli ve kadri maruf bir miktarın tayini gerekirken yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden ve aşırı olarak tayin edilen manevi giderim sebebiyle hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Davalının yukarıda belirtilen temyiz itirazları dışındaki temyiz istemlerinin REDDİNE, 28.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.