Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/12494 E. 2011/11625 K. 05.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12494
KARAR NO : 2011/11625
KARAR TARİHİ : 05.07.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Davacı kiracı, dava dilekçesinde kira parasının 01.01.2010 gününden başlayarak aylık 1.000 lira olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazda 26.12.2002 tarihinden beri kiracı olduklarını, ihale ile rayicin üzerinde kira parası ile sözleşme yaptıklarını, mecurun karşısında bulunan gıda hal binasının taşındığını, gıda maddesi satışı yapan davacının işlerinin azaldığını ayrıca otobüs duraklarının kalktığını belirterek 01.01.2010 dönemine ait kira parasının 2.468 TL’den 1.000 TL’ye indirilerek tespit edilmesini talep etmiştir.
Davalı kiralayan vekili, 01.01.2009 dönemine ait kira parasının mahkemece endekse göre aylık 2.641 TL olarak tespitine karar verildiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davacının kira parasının indirme talebinin yerinde olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde kiracılarında, kiralayanlar gibi aylık kira parasının tespitini istemeye hakkı olduğu belirtilmiştir. Ancak, kiracı yeni dönemde kira parasının emsallerine göre daha azaldığını ispat etmek zorundadır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde iki defa keşif yapılmış, birinci raporda endekse göre aylık 2.673 TL olabileceği, ikinci raporda ise yeniden kiraya verilmesi halinde aylık 1.200 TL kira getirebileceği açıklanmıştır.
Bu durumda iki rapor arasında çelişki olduğu anlaşıldığına göre mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak davacı kiracının kiraların artmayıp azaldığına ilişkin iddiası hakkında delilleri de sorularak ve emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek, gerekirse re’sen bulunacak emsal sözleşmelerinde mukayese edilerek incelenmesi sonucunda alınacak bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, kabule göre davalı lehine takdir edilen vekalet ücretinin noksan olması da doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.