Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/12062 E. 2011/17291 K. 03.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12062
KARAR NO : 2011/17291
KARAR TARİHİ : 03.11.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 8.000,00 TL, birleşen davada 8.000,00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilm+iştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili, davada ve birleşen davada; … İlçesi … köyünde bulunan 57 ve 58 nolu taşınmazların müvekkilleri adına kayıtlı olduğunu, söz konusu taşınmazların … Sulama göleti nedeniyle sular altında kaldığını, müvekkillerinin gelir kaybına uğradığını bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla el atma tarihinden itibaren ecrimisil bedeli olarak 8.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davacılara miras payları oranında ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17.6.2010 tarihli dilekçesi ile her bir davacı için istediği miktarı açıklamıştır.
Davalı kurum vekili; … göleti 20 yıl önce yapılmış olup, zamanaşımı süresi geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Mahkemece, taleple bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, 14.4.2010 tarihli duruşmada … … ve … … hakkında mirasçı sıfatıyla dava açmış ise de, mirasçı olmadıkları anlaşılmakla bunlara ilişkin davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiştir. O nedenle bu kişiler hakkında takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Davacılardan … … adına düzenlenmiş vekaletname sunulmadığı halde HUMK.nun 65. maddesi uyarınca işlem yapmak gerekirken bu husus ikmal edilmeden vekilin açtığı davanın onun huzuruyla yürütülmesi ve esas hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Başka bir davada verilecek hüküm sonucu bu davayı etkileyecek ise o davanın bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan tazminat davasında 20 yıllık hak düşürücü süre ve el koymanın varlığı hükme bağlanacağından tespit edilen somut olgular bu davayı etkileyecektir. O nedenle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata dair 2009/310 esas sayılı dava sonucu beklenerek, delil olmak üzere bu dosya içine alınmak suretiyle ondan sonra karar verilmek gerekirken bu hususun eksik bırakılması doğru görülmemiştir.
Bir dava ile birleşen dava varsa her iki dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken birleşen dava hakkında hüküm kurulmamış olması usule aykırıdır.
Ayrıca, hakim tarafların iddia ve talepleri ile bağlı olup, ondan fazlasına hüküm veremez (HUMK.md.74) düzenlemesi nazara alınmadan, talep olmadığı halde, davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Bunların dışında, kabule göre ise; ecrimisil, kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. Tam gelir yoksunluğuna göre ecrimisil belirlenirken, resmi veriler nazara alınarak belirlenecek üründen elde edilecek net gelire hükmedilir. Bilirkişi de raporunu hazırlarken resmi ve bilimsel dayanaklarını denetime elverişli olacak şekilde göstermek, resmi verilerden ayrılır ise sebebini tek tek açıklamak zorundadır. Davada yonca ekimi nedeniyle resmi verilerde bildirilen ekim ve hasat masrafı 1. yıl için ayrı ikinci ve sonraki yıllar için ise ayrı ayrı belirtildiği halde masraflar toplamı 6 ya bölünerek resim verilerden düşük alınmak suretiyle brüt gelirin ve dolayısıyla ecrimisilin yüksek hesaplanması, asıl davada alınan bilirkişi raporu ek dava için bağlayıcı olmadığı halde, hükmün gerekçesinde toplam 294.466,47 TL ecrimisile hak kazanmış ise de taleple bağlı kalınarak 8.000,00 TL ecrimisile hükmedildiğinin belirtilmesi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.