Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11524 E. 2011/16535 K. 26.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11524
KARAR NO : 2011/16535
KARAR TARİHİ : 26.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde müdahalenin men’i ve tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava, davacının adına kayıtlı olan aracın davacının kardeşi tarafından davalı galericiye bırakılmasından kaynaklanmakta olup, mahkemece davalının araca müdahalesinin menine, aracın davacıya teslimine ve araç mahrumiyeti tazminatına hükmolunmuştur. Davalının, aracı davacının kardeşinden harici satış protokolü ile satın aldığı, protokolde davacı adına kardeşinin imzası bulunduğu ve vekalet getirileceği belirtilerek satış bedelinin davacının kardeşine verildiğinin yazılı olduğu, davalının aracı daha sonra üçüncü kişiye satıp teslim ettiği, olaya ilişkin olarak ceza mahkemesince davalının dolandırıcılıktan beraatine, davacının kardeşinin ise emniyeti suistimalden cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 20.maddesi uyarınca noterden devir bulunmadığından davacının araç üzerindeki mülkiyet hakkı devam etmektedir. Ne var ki davalı, aracı davacının kardeşinden harici satış protokolü ile bedelini ödeyerek satın almış ve üçüncü kişiye satıp teslim etmiş olup, araca müdahalesi sona erdiğinden mahkemece men kararı verilmesi doğru değildir. Yine araç fiilen davalıda bulunmadığından davalının aracı davacıya teslim etmesi de olanaksızdır. Aynı şekilde araç bedeli davacının kardeşine ödendiğinden davalının araç bedelinden ve araç mahrumiyeti zararından sorumluluğu da bulunmamaktadır. Davacının mülkiyet hakkına dayanarak aracı fiilen elinde bulunduran kişiden aracın teslimini isteyebilmesi ve aracı haricen satarak satış bedelini alan kardeşine dava yöneltmesi olanaklıdır. Davalının davacıya karşı bir sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek davanın reddedilmesi gerekirken mahkemece davanın kabul edilmesi bozma nedenidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.