Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11489 E. 2011/15437 K. 13.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11489
KARAR NO : 2011/15437
KARAR TARİHİ : 13.10.2011

Davacılar … ve Ark. ile davalı … İnş.Mad.tur.San. ve Tic.A.Ş. aralarındaki ecrimisil davasına dair … 11.Asliye (Kapanan … 2.) Hukuk Mahkemesinden verilen 23.09.2010 günlü ve 2009/66 E.-2010/477 K.sayılı hükmün Düzeltilerek Onanması hakkında dairece verilen 29.03.2011 günlü ve 2010/22817 E.-2011/5139 K.sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili; … İlçesi 154 pafta 164 parselde kayıtlı 500 araçlık otoparkta davacılardan …’ün 108 hissesi, …’nın 60 hissesi, birleşen dosya davacısı …’nun 61 hissesi, diğer birleşen dosya davacılar murisi …’nun 61 hissesi bulunduğunu, dava konusu otoparkın arsa karşılığı yüklenicisi de olan davalının otoparkın tamamını kullanması nedeniyle 33 aylık ecrimisil bedeli olarak şimdilik … için 17.820 TL, … için 9900 TL, … için 10.000 TL, … için 10.000 TL’nin işgalin başlangıcından itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebini ıslahen sırasıyla 27.227, 34 – 15.126,30 – 19.855,50 – 16.644,71 TL’ye artırmıştır.
Mahkemece, “Kiracı şirket tarafından otoparkın girişine bariyer kurularak araç giriş ve çıkışlarının denetlendiği ve ücrete tabi olduğu davacıların kendilerine ayrıldığını belirttikleri yerlerin davacılar tarafından kullanılmadığı anlaşıldığından davanın ıslah edilen şekli ile kabulüne” karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve bu karar Dairemizin 2010/22817 Esas-5139 Karar ve 29.3.2011 tarihli kararı ile faizin başlama tarihi düzeltilerek onanmıştır.
TMK 693.maddesine göre “paydaşlardan herbiri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir”. Buna göre her paydaşın müşterek mülkiyet konusu şeyin tamamı (veya bir kısmı) üzerinde yararlanma hakkı vardır. Bu hakkı engellenen paydaş, gelir ya da kira kaybını işgal edenden isteyebilir (TMK.md.908 ve 8.3.1950 gün ve 22/4 sayılı İBK)
Kat mülkiyeti ise arsa payı ve ana taşınmazdaki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyet şekli olup, kentleşmenin zorunlu olarak getirdiği bir düzenlemedir.
Dosyada mevcut tespit raporunda ve tapu kaydında esas alınan yönetim planında, dava konusu taşınmazda kat irtifakı tesis edilmiş olduğu, davacıların ise 5-6-7-8-9-10-12 no’lu bağımsız bölümlere tekabül eden 6-7-8-9 katlarda hissedar olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içine ibraz edilen tapu kaydında da davaya konu 941 Ada 164 parselde kat irtifakının kurulduğu görülmüş ve davacılara ait bağımsız bölümler gösterilmiştir.
Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda 500 araç kapasiteli oto park üzerinden hesaplama yapan kesinleşmiş dosya bilirkişi raporu esas alınarak inceleme yapılmış ise de bu hususun arsanın tamamı üzerinden paylı mülkiyet esaslarına göre mi, yoksa kat mülkiyeti (kat irtifakı) kurulmuş binada bağımsız bölüm üzerinden mi hesaplandığı anlaşılamamaktadır.
Oysa ki tapu kaydı zemine uygulanarak davacılar hissesine düşen bağımsız bölümler belirlenmek, davacılar otoparkı bizzat işleterek gelir elde edeceklerini iddia ve ispat etmediklerine göre, yerleşik uygulama uyarınca kira esasına göre, re’sen emsallerde incelemek suretiyle bir rapor alınması gerekirken, tarafları ve konusu farklı olan önceki davada kesinleşen dosya raporundaki kriterler esas alınarak düzenlenmiş eksik bilirkişi raporuyla hüküm kurulması doğru değilse de, bu hususun zuhulen gözardı edilerek hükmün faiz başlama tarihi yönünden düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yukarıda anlatılanlar ışığında mahallinde konusunda uzman, farklı üç bilirkişi ile keşif yapılarak, ayrıntılı ve denetlenebilir bir rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde, düzeltilerek onama kararında belirtildiği üzere her bir döneme isabet eden alacağa o dönem sonundan faiz yürütülecek şekilde HUMK.nun 388. maddesine uygun şekilde infazı kabil hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı bozulmalıdır. Ancak Dairemizce davanın kabulüne ilişkin karar bu hususlar gözetilmeden zuhulen onanmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 29.3.2011 gün ve 2010/22817 E-2011/5139 K. sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına ve … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.09.2010 tarih 2009/66 Esas-2010/477 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.