Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11353 E. 2011/14730 K. 04.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11353
KARAR NO : 2011/14730
KARAR TARİHİ : 04.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 650.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemenin 2000/415 E.sayılı men’i müdahale istemine ilişkin dava dosyası da bu dosya ile birleştirilmiştir. Bozmadan sonra ise, mahkemenin 2004/523 E.sayılı tazminat dosyası da iş bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece davacı … A.Ş tarafından açılan ve bu dava ile birleştirilen 2004/523 E.sayılı dava dosyasının bu davadan tefrikine; davacı… Oba Otelcilik Tur. Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan davanın ise kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirine göre, tarafların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine.
Ancak,
1-Davacı vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Bozmadan önceki mahkemece verilen kararla, hükmedilen alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmiştir. Dairemizin 25.10.2005 tarih ve 2005/7414 E.- 10768 K. sayılı bozma ilamında ise, (faize ilişkin bir bozma kararı verilmeyerek) sair temyiz itirazlarının reddine denilerek “reeskont faiziyle birlikte tahsili” hususu, davacı taraf lehine müktesep hak oluşturmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra, yeni kurulan hükümde, bu husus gözetilmeden, hükmedilen alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline şeklinde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Bozma ilamıyla “davacı şirketin taşınmazda kötü niyetli zilyet olduğunun kabulü ile TMK’nun 722/1, 723 ve 995. maddeleri gereğince inceleme ve araştırma yapılması” istenilmiş, mahkemece de bozmaya uyularak hüküm kurulmuştur. O halde, hapis hakkının iyi niyetli zilyet yönünden geçerli olacağı düşünülmeksizin, davacı lehine hapis hakkı tanınması ve “Hapis hakkının karar kesinleşinceye kadar devamına” şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.