Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/11207 E. 2011/17919 K. 16.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11207
KARAR NO : 2011/17919
KARAR TARİHİ : 16.11.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 20.000 TL maddi tazminat bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin tarlası ve bahçesi için sulamada kullandığı suyunun davalı tarafından taş döküp kapatmak suretiyle müdahale etmesi sonucu ceviz ve meyve ağaçlarının kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını beyanla davalının suya müdahalesinin önlenmesi ile 20.000 TL tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, suyun D.S.İ. 12.Bölge Müdürlüğünün 13.7.2010 tarihli belgesi ile kendisine tahsisli olduğunu bu nedenle davanın adli yargıda görülemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı adına yapılan idari tahsis kararı kaldırılmadıkça davaya adli yargıda bakılamayacağı gerekçesiyle; davanın yargı yolu itibariyle reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İdarenin bir tasarrufundan dolayı idare mahkemesine iptal davası açılabilmesi için, idarenin hukuk düzeninde değişiklik yaratan kesin ve yürütülmesi zorunlu olan bir işleminin bulunması gerekir. Yine, idari davaya konu edilecek idari bir tahsis kararı bulunmalıdır. Somut olaydaki yer altı suyu kullanma belgesi yukarıda açıklanan nitelikte idari bir tahsis kararı veya idari bir tasarruf niteliğinde değildir. Kaldı ki davanın tarafları gerçek kişiler olup, gerçek kişiler aleyhine idari yargıda dava açılması hukuki olarak olanaklı değildir. Bu nedenle davanın adli yargı yerinde görülmesi gerekirken, mahkemece; idari yargının görevli olduğundan söz edilerek yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.