YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11162
KARAR NO : 2011/17999
KARAR TARİHİ : 17.11.2011
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2 maddesine göre miktar ve değeri 1.000.000.000 lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin olarak verilen kararlar kesindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.
Temyize konu edilen kararda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi, davacılar Fındık ve Didem hakkında hükmedilen nafaka 5219 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 21.07.2004 tarihinden sonra verilmiş olup yıllık nafaka (farkı) miktarı 1.540,00 TL’yi geçmediğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3-E, 1990/4-K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu davacılar yönünden davalının temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Davacı … yönünden temyiz incelemesine gelince;
Davacı … vekili, müvekkili Duygu’nun, Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü 2.sınıf öğrencisi olduğunu, üniversitenin yurt kontenjanının dolu olması nedeniyle ev tutmak zorunda kaldığını ve aylık 150.TL kira ödediğini, ihtiyaçlarını karşılayamadığını ileri sürerek aylık 350’00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yaşı itibariyle çalışabilecek durumda olan davacının sigortasız çalıştığını, geliri olmadan yaşamasının imkansız olduğu gerekçesiyle davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının eğitimine devam etmesi nedeniyle, davanın kısmen kabulü ile aylık 125,00 TL yardım nafakası takdir edilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 364. maddesine göre; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Aynı Kanunun 365/2 maddesine göre ise; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.”
Somut olayda; davacı ara verdiği öğrenimine geri dönmüş ise de, 30.08.1987 doğumlu olup, evlenip-boşanmış sağlıklı bir kişidir. Davalı ise, 03.06.1949 doğumlu, 600,00 TL emekli maaşı alan, davacının annesi ve ayrıldığı eşi ile müşterek çocuğa 175,00 TL nafaka ödeyen, bakmakla yükümlü olduğu eşi ile 1995 doğumlu bir çocuğu daha bulunan bir kişidir.
Dava yardım nafakasına ilişkin olduğundan Medeni Kanunun 316.maddesine göre mirastaki terhip sırasının dikkate alınması gerekir. Davacı eşinden boşanmış olup, öncelikle eşinden yoksulluk nafakası talep etmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacının eşinden yoksulluk nafakası isteme hakkına sahip olup olmadığı, eşin mali ve içtimai durumu araştırılarak, boşanma dava dosyası celbedilerek incelenmeli, eşinden yoksulluk nafakası isteme hakkına sahip olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmelidir. Aksinin anlaşılması halinde ise; davacının resmi kurumlardan mal varlığı, öğrenim kredisi alıp almadığı araştırılarak, ayrıca davalının gelir durumu ve yükümlülükleri de gözönünde bulundurularak uygun bir miktara hükmedilmelidir.
Bu nedenle salt öğrenimine dönmesi nedeniyle, davacı yararına eksik inceleme ile yardım nafakası takdiri, kanunun lafzına ve amacına uygun olmadığı gibi, hükmedilen miktar hakkaniyete de uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.